İmparatorluk
gemilerinin neye benzediği bilgisine sahip olduğumuz için şanslıyız, Trabzon’da
bulunan Aya Sofya Kilisesinin rahibe manastırının duvarlarında, çoğunluğu
nartekste ve apsisin dış duvarlarında olmak üzere yaklaşık 100 adet gemi resmiü
var14. Bunlar, muhtemelen bir gemini kızaktan suya
indirilmesi ya da önemli bir yolculuk öncesine ithafen yapılmış. Benzer gemi
resimleri güney Yugoslavya’daki Ohrid’de bulunan Aya Sofya Kilisesinin üst
narteksinde de bulunmaktadır.
. Trabzon’daki
Aya Sofya’da bulunan
Russell Trust keşif heyetinden Bayan June Winfield kilisede bulunan gemi resmi
örneklerinden bazılarını kullanmama izin verdi15.
. İkinci bir kaynak da, Trabzon’da gördüğü gemi çeşitlerini betimlemek için altı farklı kelime kullanan, sarayın kronik yazarı Panaretos’tur. Panaretos; adet olduğu üzere, aynı şeyi betimlemek üzere mümkün olduğunca çok çağdaş ve klasik terim kullanmıştır ve güvenilir bir kaynak olmayabilir.
. Üçüncüsü ise, Ceneviz ve Venedik gemiciliği ve tüm ortaçağ gemicilerinin müşterek olarak kullandığı lingua franca hakkında bereketli bir ortaçağ İtalyan kaynağıdır16.
. İkinci bir kaynak da, Trabzon’da gördüğü gemi çeşitlerini betimlemek için altı farklı kelime kullanan, sarayın kronik yazarı Panaretos’tur. Panaretos; adet olduğu üzere, aynı şeyi betimlemek üzere mümkün olduğunca çok çağdaş ve klasik terim kullanmıştır ve güvenilir bir kaynak olmayabilir.
. Üçüncüsü ise, Ceneviz ve Venedik gemiciliği ve tüm ortaçağ gemicilerinin müşterek olarak kullandığı lingua franca hakkında bereketli bir ortaçağ İtalyan kaynağıdır16.
En büyük gemi,
XIII. yüzyılın ortalarında Zigana Tebriz yolu tekrar açıldığı zaman
Karadeniz’de Cenevizliler tarafından tanıtılmış olan navis
bucius idi. Bu gemilerin uzunluğu 110 ft. ve yük
taşıma kapasiteleri 400 ton ile 600 ton arasındaydı.
Resim 1, 2. Aya Sofya'dan navis bucius ya da daha geniş
katergon grafitisi.
Çizimler Bayan June Winfield (ölçekli değil)
|
Bunların bir,
iki ya da (nadiren) üç güvertesi ve iki direği bulunurdu. Daha küçük olan baş
direğe arbor de prova veya
de proda, daha büyük olan ana direğe ise arbor
de medio adı verilirdi. Karadeniz’deki bölgesel gemicilikte
kullanılan kare yelkenden farklı olarak; bunların yelkenleri genellikle
pamuklu kumaştan ya da bazen daha pahalı branda bezinden yapılmış latin
yelkeniydi (üç köşeli yelken). Yüksek bir orlum ya da pupaları bulunurdu. Gemiler
bazen küreklerle donatılırdı ve o zaman bunlara tarida adı verilirdi. İkinci
resim üzerindeki çapraz kuru tekne, kürekleri temsil ediyor olabilir. Gerçekten
de Leunclavius Onomasticon’unda şöyle yazıyor: ‘Caterga, tam Turcis quam Graecis
hodiernis sunt Triremes et Galeae: qua etiam voce nunc Graeci utuntur, galeas
nominantes, quae majoribus ipsorum quondam Triereis erant.” (Caterga; tıpkı Türklerde olduğu gibi Yunanlılarda da bugün
kullanılan katerga'lar: Triremler ve Gali (Galea) lardir. Şu anda ise,
Yunanlılar bunları Galea (Galiler) lar diye adlandırırlar, ki bunlar bir
zamanlar bizzat onların Triremlerinin coğunluğunu oluştururdu.) Bu Latince
cümlenin Türkçeye çevirisi için Sayın Esra Yalazı’ya teşekkür ederim.
Aleksios bu
tarz gemileri 1380 yılında Harşit Dere’nin ağzına yaptığı uzun yolculukta,
600’den fazla adamı naklettiğinde kullanmış olabilir, aynı çeşidin 1100 hacıyı
Kutsal Topraklara taşıdığı da biliniyor. Fars
İlhanı, büyükelçi olarak Çinli Nesturi keşiş Rabban Sauma’yı 1287’de Trabzon’dan
Konstantinopolis’e yolladığında, bindiği gemide 300 kişinin daha olduğunu
öğrendi. Bu kadar büyük bir gemi muhtemelen bir Ceneviz navis
bucius idi21.
II. Mehmed
donanmasını buraya getirene dek Karadeniz’de görülen en büyük gemiler
muhtemelen İtalya’da yapılmıştı ancak -Khalkokondyles bir tek önemli
istisna kaydetmiştir. 1461 ylında II. Mehmed, Trabzon İmparatorluğu’na bitişik
olan Kastamonu Emirliği’nin başkenti Sinop’u zaptettiğinde;
buranın hükümdarı İsmail İsfendiyaroğlu Bey’in, büyüklük açısından bu dönemin
en büyük Ceneviz ve Aragon gemilerine rakip olabilecek, 900 tonluk (pithoi)
bir gemi yaptırdığını öğrenmiştir22.
Trabzonimparatorlarının
bu derecede maceraperest gemi inşacısı olduklarına dair bir kanıt yoktur.
Katergon'dan
sonra geç dönem Bizans yazarlarının gemi için en sık kullandığı kelime barka,
bakla veya barkopoula
dır. Bu üç değişik biçim de Panaretos23 tarafından kullanılmıştır ve bu kelime
Levant’ın24 lingua francasının bir
parçası olmamakla beraber gemi kelimesinin türetildiği yaygın bir modern
Yunanca kelimedir. Panaretos bir kerede Kırım’da Kefe Limanı’ndan Ceneviz
karavelaları için karabia25 kelimesini de kullanmıştır. Zakinthos,
Venedik ile 1364’te yapılan Trabzuntine antlaşmasında geçen karabianın
tüccar gemileri olduğunu emin bir şekilde öne sürer, ancak bu kelime; aynı
zamanda XV. yüzyılın sonlarında Osmanlı donanmasında tercih edilen küçük, hızlı
yelkenli gemiler için de kullanılırdı26.
Venedik coque
veya cog da
aynı gemi tipiydi ve Mora kroniğindeki kokos veya
karabion kelimelerinin de birbiriyle
değiştirilebilir nitelikte olduğu görülmektedir. Bu tip gemiler navis
buciustan farklı olarak; hız ve yolcuların rahatı için tasarlanmış
olmakla beraber, bazı silahlı 1400 lük coquelar
daha büyük bu gemiyle aynı düzeyde olup bunun yerini almıştır27. Barka,
karabia ve kokoi
büyüklüklerine göre fazlaca çeşitlilik gösterirdi ancak yine de hepsinin bir tane
direği, yüksek pupası bulunurdu ve kürek yardımı bulunmazdı. 3 ve 6 numaralı
resimlerde bu tip gemiler resmedilmiştir; yine de hangisinin barka, hangisinin karavel
ve hangisinin coque olduğunu
ayırt etmek zordur. Resmedilmiş dört gemiden üçü, İmparatorluk tarihinin son
yüzyılında Ceneviz ve Trabzon arasındaki yoğun ticari ilişkileri finanse etmiş
olan St. George Bankasının ve Ceneviz’in sembolü olan Aziz George haçını taşımaktadır.
Bu durum barkanın en yaygın olarak kullanılan Ceneviz gemisi olduğunu
düşündürmektedir ve gerçekten Panaretos, Frank gemileri için genel terim olan katergonu
kullanmadığı zaman bunlara barka veya
karabion demektedir.
Özel kadırga (galea,
galeotus veya sagitta)
Karadeniz’de sık olarak kullanılmıyordu. Daha kısa yollar için, örneğin
Ceneviz- Marsilya yolu için uygundu. Resim 7; kare yelkenlisi ve flandrası
bulunan 50 kürekli büyük kadırga tipine iyi bir örneği göstermektedir.
Kadırgaların genellikle, birkaç adet küçük direği ve hafif rüzgarlarda kullanılmak üzere mümkün olduğunca çok yelkenlisi bulunurdu; bunlar, Karadeniz’de çıkan ani fırtınalara uygun değildi ve Aya Sofya’da bulunan resimde pek az sayıda kadırga resmedilmiştir. Resim 7 de gösterilen kadırganın ayrıca şahmerdan ve iki ağır yanal dümenle (timones) donatılmış olduğu açıkça ayırt edilebilir. Bunlar, Bizans’ta barkalas29 olarak bilinen dümenciler tarafından kontrol edilirdi ve kadırgaya özgü değildiler. Bunlar; XII. yüzyıl büyük İtalyan
Kadırgaların genellikle, birkaç adet küçük direği ve hafif rüzgarlarda kullanılmak üzere mümkün olduğunca çok yelkenlisi bulunurdu; bunlar, Karadeniz’de çıkan ani fırtınalara uygun değildi ve Aya Sofya’da bulunan resimde pek az sayıda kadırga resmedilmiştir. Resim 7 de gösterilen kadırganın ayrıca şahmerdan ve iki ağır yanal dümenle (timones) donatılmış olduğu açıkça ayırt edilebilir. Bunlar, Bizans’ta barkalas29 olarak bilinen dümenciler tarafından kontrol edilirdi ve kadırgaya özgü değildiler. Bunlar; XII. yüzyıl büyük İtalyan
gemilerinin
sancağa dönüp limana yanaşmasındaki kolaylığı, bir atın yularından tutularak
döndürülmesi kadar basit bir biçimde gerçekleştiğini anlatan Joinville’in
hayranlığını uyandıracak derecede etkiliydiler30.
Resim 3,4,5,6 Orta büyüklükte barka ve gemi grafitileri Aya Sofia Trabzondan.
Resimler ölçekli değildir. 4,5 ve 6. resimler Bayan June Winfield
Resim 3 yazarın notlarından
|
Panaretos; griparion,
paraskalmion ve xylarion
adında daha küçük üç gemi çeşidinden bahseder. Her ne kadar bu
isimler Akdeniz lingua
francasında pekçok gemi çeşidi için
kullanılıyordu. Ancak, Trabzon İmparatorluğunda kullanılan griparion
ve paraskalmion Pontus’a
özgüydü ve belki de çok eski gemi çeşitlerinin kalıntılarıydı. XIII. yüzyıla
dek griparion veya
gryparion kelimesi, orta boyda herhangi tek
direkli balıkçı teknesi ya da sahil ticaretinde kullanılan gemileri ifade
ederdi33. Kıbrıs kroniği Makhairas’daki bu
kelimeyi Dawkins, ‘kayık34 ’ olarak tercüme eder. Yunan portolan
haritalarında bu, küçük tek direkli taşıma gemisini adlandırmak üzere
kullanılırdı35. Bu kelime üç adet Trabzon kaynağında
kullanılmıştır. Trabzon’da bir XIV. yüzyıl kanun koruyucusu (nomophylax) olan
İoannes Eugenikos, bunun katergondan
daha küçük olduğunu açıkça belirtmiştir36.
Panaretos griparianın
savaşta kullanılmış olabileceğini belirtir37.
Son olarak, 1432 Trabzon altın bullası (chrysobull), griparianın
balıkçılıkta kullanıldığına işaret ediyor38.
|
Trabzon’a özgü;
direkli balıkçı teknesi olarak ya da sahil ticaretinde kullanılan bu tür bir
gemi
çeşidi
bulunmaktaydı. Bu; tek direkli, latin yelkenli ve genellikle folk yelkeni olan,
karavela tipi inşa edilmişti. Bunun özelliği kıç kısmının yapısının yatık olmasıdır.
Antik Yunan kadırgalarında olduğu gibi; kıç kısmının önce kumsala
çekilebilmesine imkan vermek amacıyla, denizden aşağıdaki kıç bodoslaması
yuvarlanmıştır. Kıç kısmının çapraz kirişi açıktır, bir taraftan öbür tarafa
yan yana ara verilmeden kalasla bağlanmıştır. Yükler sahile, kıç kısmından
iskele tahtası vasıtasıyla indirilirdi39.
Levha I de görülen bu tip, yirmi yıl öncesine kadar yaygın olarak
kullanılmaktaydı, ancak bugün Pontus kıyılarında nadiren görülmektedirler.
Levha I Çağdaş güvertesiz griparia,
O.G.S. Crawford tarafından 1932 yılında
çekilen bir fotoğraf.
( Fotoğraf: O.G.S. Crawford
Koleksiyonu, Oxford Ins. of Arch. )
Levha II Çağdaş Trabzon Paraskalmia'sı,
O.G.S. Crawford tarafından 1932'de
çekilmiş bir fotoğraf.
Karşılaştırınız resim 8 ve 9.
( Fotoğraf: O.G.S. Crawford
Koleksiyonu, Oxford Ins. of Arch. )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder