IONIA projesinin ustası ben değilim, sahibi benim.
Ionia projesinde tekneyi kuran, inşa ve imalat bilgisini, becerisini, birikimini ortaya koyan, daha önce Türk denizcilik camiasına Uluburun- 13 adet İzmir Kayığı - bir adet İstanbul Kancabaşı - 2 adet antik İyon biremi - Roma ticaret gemisi- Urla'da antik zeytin sıkma makinası ve 2 adet de tırhandil yapmış çok değerli bir arkadaşımız Ahmet KUŞÇAN'dır.
Ionia'da da artık ülkemizde hemen hiç yapılmayan "güvertenin tek seferde üstten yerine geçirilmesi" uygulamasını yapacak. Okuyanlara önemsiz gelebilir. Ama teknik ve uygulama olarak çok değerlidir.
Aynı ölçülerde ama bir "iş teknesi" yerine bir "tenezzüh teknesi" siparişi alsaydık nasıl olurdu?
Efendim ,
İmdi, tekneler amellerine göre kullanılmak üzere tehayyül idilüp bilahere inşa edilir derler.
Bendeniz, uçuk kaçık bir âdem olduğumdan genel olarak "lüküs kamarada" seyyahat etmem. Velâkin, kahır ekseriyet hem hedonist ve hem de neticesinin rahatına pek düşkündür.
"Böyyük & lüküs sefine" sevdalıları Selim'in akıl yoluna avdet ederler ise, hem derya hem de keseleri ile dostluk kurmaya karar vermiş olurlar. Eh böyle olunca da eni 2metro 60santimetre ve boyu da 7metro 50santimetre ebatlarında bir kayıkçık hayallerini süsleyebilir..
Rüyalarını süsleyen bu trabalkolo torununun torunun torunu tırandilin güvertesinde göze "çikin" gözükmeyen alçak bir kamarası da var. Zinhar bir davlumbaz yok. Binanın içinde bir küçük evye ve yanında tek gözlü ocak olan "mutfacık" onun karşında kapısı bacası olan bir "ayak yolu" ile baş tarafa doğru 2 döşekçik bulunuyor. Kamara içinde başın üzerinde kolunu kaldırdığında bile elinin değmediği ulu bir tavan yerine accık eğilerek iş yapılabilir bir yükseklik var. Amaç mahremiyeti koruyabilmek.
E tabii "mutfacık" da olsa "ayak yolu" da olsa Dövletimizin sert bakışlarından ve helâk eden zopasından paçayı sıyırabilmek için her türlü "tank" ve vana ve maceratör ve güverte üstü flanş gibi mütemmim cüzler dahi olmak durumunda. Mecbuuuur !!!!
İmdi, tekneler amellerine göre kullanılmak üzere tehayyül idilüp bilahere inşa edilir derler.
Bendeniz, uçuk kaçık bir âdem olduğumdan genel olarak "lüküs kamarada" seyyahat etmem. Velâkin, kahır ekseriyet hem hedonist ve hem de neticesinin rahatına pek düşkündür.
"Böyyük & lüküs sefine" sevdalıları Selim'in akıl yoluna avdet ederler ise, hem derya hem de keseleri ile dostluk kurmaya karar vermiş olurlar. Eh böyle olunca da eni 2metro 60santimetre ve boyu da 7metro 50santimetre ebatlarında bir kayıkçık hayallerini süsleyebilir..
Rüyalarını süsleyen bu trabalkolo torununun torunun torunu tırandilin güvertesinde göze "çikin" gözükmeyen alçak bir kamarası da var. Zinhar bir davlumbaz yok. Binanın içinde bir küçük evye ve yanında tek gözlü ocak olan "mutfacık" onun karşında kapısı bacası olan bir "ayak yolu" ile baş tarafa doğru 2 döşekçik bulunuyor. Kamara içinde başın üzerinde kolunu kaldırdığında bile elinin değmediği ulu bir tavan yerine accık eğilerek iş yapılabilir bir yükseklik var. Amaç mahremiyeti koruyabilmek.
E tabii "mutfacık" da olsa "ayak yolu" da olsa Dövletimizin sert bakışlarından ve helâk eden zopasından paçayı sıyırabilmek için her türlü "tank" ve vana ve maceratör ve güverte üstü flanş gibi mütemmim cüzler dahi olmak durumunda. Mecbuuuur !!!!
- "İonia" ne mutlu
bir kayık .... Bütün bu barsaklar olamayacak
Ondan kelli, benim fakir "İonia" dışında ve fakat ayni formda inşa edilecek başkaca "tenezzüh" tırandillerinde tabii ki bir dış safra olmak durumundadır. Yoksa kim pupa seyirde zeytin selelerine doldurduğu taşı denize dökecek, orsa seyre çıkmadan seleleri sahilden kaba taşla doldurup sintineye yerleştirecek? Resmen Çin işkencesi!
Arması randa kotra olacağından bit tabii serene ek olarak bir de yelken alt yakasını usulü vechile bir bumba donatacak. Öyle ki, asude bir koyda baştan Admiralti demiri funda edip, kıçtan da - birileri gelip bıçak atmaz ise - deniz dudağındaki asırlık çama koltuk alındığında, bumba üzerine atılıverip iki yandan teknenin üstünü örtüveren kanvas altında, singin kamara üzerine gelişi güzel atılmış oryantal minderler üzerine, şööyle uzanılıp bir elde buzlu badem veya üzüm salkımı lâtif soğukluklar içilsin.
Farz edin ki sarıyaz. Aylardan Ekim. Gökte mehtap. Deniz çarşaf. Karıncalar su içiyor. Eh ille de, gece güvertede hayal kurup uykuya dalınacak.
Tan ağardığında, rızkını livarına sotalamış balıkçı motorunun Pancar pata patasını duyabilmek için de bu bahse konu kamara üzeri oryantalist köşe tam da bu iş için.
Ondan kelli, benim fakir "İonia" dışında ve fakat ayni formda inşa edilecek başkaca "tenezzüh" tırandillerinde tabii ki bir dış safra olmak durumundadır. Yoksa kim pupa seyirde zeytin selelerine doldurduğu taşı denize dökecek, orsa seyre çıkmadan seleleri sahilden kaba taşla doldurup sintineye yerleştirecek? Resmen Çin işkencesi!
Arması randa kotra olacağından bit tabii serene ek olarak bir de yelken alt yakasını usulü vechile bir bumba donatacak. Öyle ki, asude bir koyda baştan Admiralti demiri funda edip, kıçtan da - birileri gelip bıçak atmaz ise - deniz dudağındaki asırlık çama koltuk alındığında, bumba üzerine atılıverip iki yandan teknenin üstünü örtüveren kanvas altında, singin kamara üzerine gelişi güzel atılmış oryantal minderler üzerine, şööyle uzanılıp bir elde buzlu badem veya üzüm salkımı lâtif soğukluklar içilsin.
Farz edin ki sarıyaz. Aylardan Ekim. Gökte mehtap. Deniz çarşaf. Karıncalar su içiyor. Eh ille de, gece güvertede hayal kurup uykuya dalınacak.
Tan ağardığında, rızkını livarına sotalamış balıkçı motorunun Pancar pata patasını duyabilmek için de bu bahse konu kamara üzeri oryantalist köşe tam da bu iş için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder