Tam başığı AHİTNAMELERE VE UYGULAMALARA GÖRE OSMANLI-DUBROVNİK
MÜNASEBETLERİ, 15-16. YÜZYILLAR.
Dubrovnik, Osmanlı İmparatorluğu için önemli yiyecek ve hammadde kaynaklarına sahip Balkanlar ile İtalya ve diğer Avrupa devletleri arasında gerçekleşen ticaretin transit merkezlerinden biri olarak 15. Ve 16. Yüzyıllarda hayati önem taşımakta ve benzeri görülmedik bir gelişme göstermekteydi.
Dubrovnik’in Osmanlı Türkleri ile ilk karşılaşması, Osmanlı fütuhatının Batı Balkanlara ulaştığı sırada başladı. Dubrovnikliler eskiden beri bu bölgede ticari faaliyetlerini sürdürmekteydi. Nitekim II. Murad’ın 10 Temmuz 1430 tarihli Dubrovnik beylerine gönderdiği mektup bu hususa kısmen ışık tutmaktadır.II.Murad bu mektubunda, kendi topraklarında serbestçe ticaret yapan Dubrovniklilerin o güne kadar görüşmek ve dostluk tesis etmek için hiçbir teşebbüste bulunmadıklarını, hatta bir elçi bile göndermediklerini belirterek onları suçluyor ve büyük bir askeri kuvvet göndererek şehri yıkma tehdidinde bulunuyordu.Bu tehdit tesirini göstermiş olmalı ki kısa sürede Dubrovnik’ten iki elçi gelerek 6 Aralık 1430’da Osmanlı devletinden ilk ahitnameyi almayı başardı. Bu ahitnameye göre, Dubrovnikli tüccarlar Osmanlı topraklarında ve denizde, Sırbistan, Arnavutluk ve Bosna’da mutat gümrük vergisini ödemek şartı ile ticaret yapabilecekler ve Osmanlı devleti tarafından komşu devletlere karşı korunacaklardı.
Fatih, 1459’da Sırbistan’ı, 1463’de Bosna’yı İmparatorluğa kattıktan ve 1467’de bölgedeki topraklarını biraz daha genişlettikten sonra Dubrovnik’ten ödediği harç miktarını 5.000 Dukaya yükseltmesini istedi. Böylece Osmanlılar bu devletle ilişkilerini daha da kesinleştirerek kurala bağlamış oldu.
Osmanlı İmparatorluğu ile Dubrovnik arasındaki ilişkileri düzenleyen ahitnamelerin ilki, yukarıda temas edildiği gibi 1430 tarihlidir ve serbestçe ticaret yapma imtiyazını ihtiva etmektedir. 15. Ve 16. Yüzyıllarda Dubrovnik’e verildiği tespit edilen diğer ahitnameler ise 1442, 1459, 1481, 1512, 1525, 1550, 1567 ve 1575 tarihlidir. Ahitnamelerin tümü ortak özellikler göstermektedir. Haraç miktarlarını belirleyen madde ile gümrük tarifeleri hariç, diğer haklar ve sorumluluklar ahitnamelerde hemen hemen hiç değişmemiştir. Bu açıdan ele alındığında 1442, 1512 ve 1575 tarihli ahitnamelerde şu ortak maddeler dikkat çekmektedir:
- Dubrovnik Osmanlı himayesindedir. Bu nedenle Dubrovnik hisarlarına, vilayetlerine ve halkına hiçbir Osmanlı görevlisi sancakbeyi, subaşı ve hisar eri zarar vermeyecek ve buna karşılık Dubrovnik Osmanlı İmparatorluğuna haraç ödeyecekti.
- Dubrovnikli tüccarlar bütün Osmanlı topraklarında serbestçe ticaret yapabilecekler, mallarına ve eşyalarına dokunulmayacak, Osmanlı ülkesinde mallarını sattıkları takdirde %2 gümrük ödeyeceklerdi.
- Bir Dubrovnikli ile bir Müslüman arasında anlaşmazlık çıkarsa bu ihtilaf kadı huzurunda çözümlenecek, iki Dubrovnikli arasında anlaşmazlık ise kendi aralarında veya isterlerse kadı huzurunda halledeceklerdi.
- Borçlu bir Dubrovnikli için bir başkası sorumlu tutulmayacak, bir Dubrovnikli Osmanlı ülkesinde vefat ederse beytülmalcı mallarına el koymayacak ve kendi veresesi gelip eşyayı teslim alacaktı.
- Osmanlı İmparatorluğunun düşmanı olan devletlerin tüccarları, gümrüklerini ödemek kaydıyla Dubrovnik’te serbestçe ticaret yapabileceklerdi. Savaş hali bile olsa Dubrovniklilerin ticaretine kimse karışmayacaktı.
Ahitnamelerde ortak olan ve en önemli maddelerin başında gelen, Dubrovnik’in ödemeyi kabul ettiği haraç meselesiydi.
./……
Dubrovnik’e verilen ahitnamelerde gümrük meselesi de önemli bir yer tutmakta ve uygulama-lar sırasında ortaya çıkan anlaşmazlıklar fermanlarla çözümlenmeye çalışılmaktaydı.
./….
1510’da Müslümanlar hâlâ %3, gayrimüslimler %4 ve yabancı tüccarlar %5 gümrük öderken Dubrovnikliler en imtiyazlı tüccar olarak %2 ödemeye devam ediyorlardı; ancak Osmanlı himayesi altında olmalarına ve en düşük oranda gümrük ödemelerine rağmen Sultanın reayası veya tebeası sayılmıyorlardı.
Yavuz Selim’in tahta çıkması üzerine Dubrovnik tüccarlarına ait gümrüğün İstanbul’da %5’e, diğer iskelelerde %4’e çıkarılması tüccarların şikâyetine neden oldu. Bunun üzerine 6 Mart 1513 de elçilerin isteği ile yeniden gümrük resmi %2’ye düşürüldü, tahsili işi ise emin olan yerlerde emine, olmayan yerlerde kadıya havale edilerek iki üç ayda bir gönderilmesi Rumeli ve Anadolu kadılarına duyuruldu.
./…
Ahitname ve uygulamalarda rastlanan önemli bir konu da Osmanlı ülkesinde yerleşen Dubrovniklilerin ikametiyle ilgiliydi. Osmanlı hukukuna göre prensip olarak doğrudan Osmanlı tebaası olmayanların Osmanlı ülkesine yerleşmelerine müsaade edilmiyordu. Bu hüküm İslam fıkıhının mukim ve misafir konusundaki kararlarıyla ilgiliydi. En eski ahitnamelerden olmasına rağmen Venedikli tüccarlara bile 1503 ahitnamesinde Osmanlı ülkesinde sadece bir yıl ikamet izni verilmiş, daha fazla kaldıkları takdirde cizye ve benzeri tekalif ile mesul tutulacakları belirtilmişti. 1513 ve sonraki tarihli Venedik ahitnamelerinde ise süre belirtilmeksizin ticaret için gidip gelenler orada yerleşmedikleri takdirde muaf tutulmuşlardı. Ancak uygulamada misafirlik müddeti 15 günden fazla kaldıkları takdirde görevliler tarafından rahatsız edilenler oluyordu. Halbuki Dubrovnikliler haraçgüzar reaya olarak bundan muaf kabul edilmişler ve bir Osmanlı kentine yerleştikleri halde hem ikametlerine müdahale edilmemiş, hem de reaya muamelesi görmemiş, yani cizye, ispençe gibi vergilerle sorumlu tutulmamışlardı.
Ahitnamelere göre Dubrovniklilerin malları, canları güvence altına alınmış ve toprakları için koruma taahhüdünde bulunulmuş olmasına rağmen bazı Osmanlı askerlerinin gerek sahillerde bir kısım Dubrovnikli halkı esir etmesi ve hatta satması da haklı olarak derhal itirazlara neden olmuştur. Bu hususta alınan tedbirlerle esirlerden Müslüman olanlar azâd edildi, kendi dininde kalanlar ise Dubrovnikli yetkililere teslim edildi.
Dubrovnikli tüccarların ticaret yaptığı bölgeler sadece Rumeli ve Anadolu ile sınırlı değildi. Daha Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethi üzerine kendilerine Mısır’da serbest ticaret yapma ve dükkân açma hakkı verilmişti. Böylece Mısır limanları da Dubrovnikliler için önemli birer ticaret merkezi haline gelmiş oldu.
İdris BOSTAN
Beylikten İmparatorluğa
OSMANLI DENİZCİLİĞİ
Dubrovnik, Osmanlı İmparatorluğu için önemli yiyecek ve hammadde kaynaklarına sahip Balkanlar ile İtalya ve diğer Avrupa devletleri arasında gerçekleşen ticaretin transit merkezlerinden biri olarak 15. Ve 16. Yüzyıllarda hayati önem taşımakta ve benzeri görülmedik bir gelişme göstermekteydi.
Dubrovnik’in Osmanlı Türkleri ile ilk karşılaşması, Osmanlı fütuhatının Batı Balkanlara ulaştığı sırada başladı. Dubrovnikliler eskiden beri bu bölgede ticari faaliyetlerini sürdürmekteydi. Nitekim II. Murad’ın 10 Temmuz 1430 tarihli Dubrovnik beylerine gönderdiği mektup bu hususa kısmen ışık tutmaktadır.II.Murad bu mektubunda, kendi topraklarında serbestçe ticaret yapan Dubrovniklilerin o güne kadar görüşmek ve dostluk tesis etmek için hiçbir teşebbüste bulunmadıklarını, hatta bir elçi bile göndermediklerini belirterek onları suçluyor ve büyük bir askeri kuvvet göndererek şehri yıkma tehdidinde bulunuyordu.Bu tehdit tesirini göstermiş olmalı ki kısa sürede Dubrovnik’ten iki elçi gelerek 6 Aralık 1430’da Osmanlı devletinden ilk ahitnameyi almayı başardı. Bu ahitnameye göre, Dubrovnikli tüccarlar Osmanlı topraklarında ve denizde, Sırbistan, Arnavutluk ve Bosna’da mutat gümrük vergisini ödemek şartı ile ticaret yapabilecekler ve Osmanlı devleti tarafından komşu devletlere karşı korunacaklardı.
Fatih, 1459’da Sırbistan’ı, 1463’de Bosna’yı İmparatorluğa kattıktan ve 1467’de bölgedeki topraklarını biraz daha genişlettikten sonra Dubrovnik’ten ödediği harç miktarını 5.000 Dukaya yükseltmesini istedi. Böylece Osmanlılar bu devletle ilişkilerini daha da kesinleştirerek kurala bağlamış oldu.
Osmanlı İmparatorluğu ile Dubrovnik arasındaki ilişkileri düzenleyen ahitnamelerin ilki, yukarıda temas edildiği gibi 1430 tarihlidir ve serbestçe ticaret yapma imtiyazını ihtiva etmektedir. 15. Ve 16. Yüzyıllarda Dubrovnik’e verildiği tespit edilen diğer ahitnameler ise 1442, 1459, 1481, 1512, 1525, 1550, 1567 ve 1575 tarihlidir. Ahitnamelerin tümü ortak özellikler göstermektedir. Haraç miktarlarını belirleyen madde ile gümrük tarifeleri hariç, diğer haklar ve sorumluluklar ahitnamelerde hemen hemen hiç değişmemiştir. Bu açıdan ele alındığında 1442, 1512 ve 1575 tarihli ahitnamelerde şu ortak maddeler dikkat çekmektedir:
- Dubrovnik Osmanlı himayesindedir. Bu nedenle Dubrovnik hisarlarına, vilayetlerine ve halkına hiçbir Osmanlı görevlisi sancakbeyi, subaşı ve hisar eri zarar vermeyecek ve buna karşılık Dubrovnik Osmanlı İmparatorluğuna haraç ödeyecekti.
- Dubrovnikli tüccarlar bütün Osmanlı topraklarında serbestçe ticaret yapabilecekler, mallarına ve eşyalarına dokunulmayacak, Osmanlı ülkesinde mallarını sattıkları takdirde %2 gümrük ödeyeceklerdi.
- Bir Dubrovnikli ile bir Müslüman arasında anlaşmazlık çıkarsa bu ihtilaf kadı huzurunda çözümlenecek, iki Dubrovnikli arasında anlaşmazlık ise kendi aralarında veya isterlerse kadı huzurunda halledeceklerdi.
- Borçlu bir Dubrovnikli için bir başkası sorumlu tutulmayacak, bir Dubrovnikli Osmanlı ülkesinde vefat ederse beytülmalcı mallarına el koymayacak ve kendi veresesi gelip eşyayı teslim alacaktı.
- Osmanlı İmparatorluğunun düşmanı olan devletlerin tüccarları, gümrüklerini ödemek kaydıyla Dubrovnik’te serbestçe ticaret yapabileceklerdi. Savaş hali bile olsa Dubrovniklilerin ticaretine kimse karışmayacaktı.
Ahitnamelerde ortak olan ve en önemli maddelerin başında gelen, Dubrovnik’in ödemeyi kabul ettiği haraç meselesiydi.
./……
Dubrovnik’e verilen ahitnamelerde gümrük meselesi de önemli bir yer tutmakta ve uygulama-lar sırasında ortaya çıkan anlaşmazlıklar fermanlarla çözümlenmeye çalışılmaktaydı.
./….
1510’da Müslümanlar hâlâ %3, gayrimüslimler %4 ve yabancı tüccarlar %5 gümrük öderken Dubrovnikliler en imtiyazlı tüccar olarak %2 ödemeye devam ediyorlardı; ancak Osmanlı himayesi altında olmalarına ve en düşük oranda gümrük ödemelerine rağmen Sultanın reayası veya tebeası sayılmıyorlardı.
Yavuz Selim’in tahta çıkması üzerine Dubrovnik tüccarlarına ait gümrüğün İstanbul’da %5’e, diğer iskelelerde %4’e çıkarılması tüccarların şikâyetine neden oldu. Bunun üzerine 6 Mart 1513 de elçilerin isteği ile yeniden gümrük resmi %2’ye düşürüldü, tahsili işi ise emin olan yerlerde emine, olmayan yerlerde kadıya havale edilerek iki üç ayda bir gönderilmesi Rumeli ve Anadolu kadılarına duyuruldu.
./…
Ahitname ve uygulamalarda rastlanan önemli bir konu da Osmanlı ülkesinde yerleşen Dubrovniklilerin ikametiyle ilgiliydi. Osmanlı hukukuna göre prensip olarak doğrudan Osmanlı tebaası olmayanların Osmanlı ülkesine yerleşmelerine müsaade edilmiyordu. Bu hüküm İslam fıkıhının mukim ve misafir konusundaki kararlarıyla ilgiliydi. En eski ahitnamelerden olmasına rağmen Venedikli tüccarlara bile 1503 ahitnamesinde Osmanlı ülkesinde sadece bir yıl ikamet izni verilmiş, daha fazla kaldıkları takdirde cizye ve benzeri tekalif ile mesul tutulacakları belirtilmişti. 1513 ve sonraki tarihli Venedik ahitnamelerinde ise süre belirtilmeksizin ticaret için gidip gelenler orada yerleşmedikleri takdirde muaf tutulmuşlardı. Ancak uygulamada misafirlik müddeti 15 günden fazla kaldıkları takdirde görevliler tarafından rahatsız edilenler oluyordu. Halbuki Dubrovnikliler haraçgüzar reaya olarak bundan muaf kabul edilmişler ve bir Osmanlı kentine yerleştikleri halde hem ikametlerine müdahale edilmemiş, hem de reaya muamelesi görmemiş, yani cizye, ispençe gibi vergilerle sorumlu tutulmamışlardı.
Ahitnamelere göre Dubrovniklilerin malları, canları güvence altına alınmış ve toprakları için koruma taahhüdünde bulunulmuş olmasına rağmen bazı Osmanlı askerlerinin gerek sahillerde bir kısım Dubrovnikli halkı esir etmesi ve hatta satması da haklı olarak derhal itirazlara neden olmuştur. Bu hususta alınan tedbirlerle esirlerden Müslüman olanlar azâd edildi, kendi dininde kalanlar ise Dubrovnikli yetkililere teslim edildi.
Dubrovnikli tüccarların ticaret yaptığı bölgeler sadece Rumeli ve Anadolu ile sınırlı değildi. Daha Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethi üzerine kendilerine Mısır’da serbest ticaret yapma ve dükkân açma hakkı verilmişti. Böylece Mısır limanları da Dubrovnikliler için önemli birer ticaret merkezi haline gelmiş oldu.
İdris BOSTAN
Beylikten İmparatorluğa
OSMANLI DENİZCİLİĞİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder