20 Ocak 2014 Pazartesi

Trabzon İmparatorluğu’nda Gemicilik* (1) A. BRYER

Çev. Tuğçe Müge SAKARYA**

Trabzon İmparatorluğu, Bizans İmparatoru Andronikos Komnenos’un iki torunu tarafından 1204 yılında kuruldu. Bu son Bizans Devleti, Osmanlı Sultanı II. Mehmed1 tarafından 1461 yılında fethedilene kadar, onların soyundan Büyük Komnenoi, Trabzon İmparatorları, Pontus olarak bilinen
Karadeniz’in güneydoğu kıyıları boyunca sahil şeridini yönettiler. İmparatorluktaki egemen halk, uzun süre boyunca bölgesel bağımsızlık sergilemiş olan Pontus Grekleriydi, ancak imparatorlukta ikamet eden çoğunluk muhtemelen Gürcü menşeli savaşçı boylar olan Laz ve Tzanlardı. İmparatorluğun refahı kısmen, hatırı sayılır ölçüdeki ihracata (gümüş, demir, şap, kereste, şarap, giysi malzemesi ve fındık), kısmen de Bağdat'ın 1258 yılında Moğollar tarafından fethedilmesini takip eden yıllarda açılan ve XV. yüzyılın sonlarında Portekizliler Hint Okyanusuna girdiğinde ve Trabzon bağımsızlığını yitirdiğinde gerileyen Doğu ticaretine dayanıyordu.

İmparatorluğa ait en kesin ve öz bilgi veren çağdaş eserlerden birisi, Faslı coğrafyacı ve tarihçi El-Ömeri tarafından yaklaşık olarak 1350 yılında kaleme alınmıştır. Faslı, bu konu hakkındaki bilgiyi, anlatısı gerçeklere dayanan Cenevizli Belban adındaki bir gezginden elde etmiştir. El-Ömeri’nin anlatımı, kaliteyi ve Trabzon’un çağdaşlarının zihninde nasıl bir yer edindiğini gösterir.

İtalyan tüccarlar daha titiz bir biçimde bilgilendirilmişlerdi. İmparatorlukla ticari ilişkileri bulunan tüccar kaptanlara; en eskisi ve en önemlisi Venedik’te Petrus Vesconte tarafından 13184 yılında yapılmış olan mükemmel Karadeniz portolan haritaları rehberlik ediyordu. Bu haritaların olağanüstü ayrıntılı oluşu, nadiren 500 tondan daha geniş olan Karadeniz’deki İtalyan gemilerinin sahile sessizce yaklaşmaya mecbur edilmesi ve sık sık buraya sığınması gerçeği ile açıklanmıştır. Örneğin 1404 yılında bir İspanyol Büyükelçi Amisos ve Trabzon arasındaki 250 millik yolu 7 günde geçebilmiştir5.

Aslında; birkaç küçük liman olmasına rağmen, tüm İmparatorluk sahili boyunca iyi bir doğal  liman yoktur. Bununla beraber, imparatorluğu oluşturan sahil kasabalarıyla başlıca iletişim ve Perateia adındaki Kırım müstemlekeleri ile Bizans Dünyasının başkenti Konstantinopolis ile tek bağlantı da deniz yoluyla kurulmaktaydı.   İmparatorluktaki deniz Ve kara iletişiminin göreli önemi, Trabzon sarayı kronik yazarı Panaretos’un Büyük Komnenos III. Aleksios’un (1349-90) ülkesinin uzakta bulunan yerlerine yaptığı otuz uzun yolculuktan; yirmi dördünü deniz, altısını kara yoluyla yaptığını kaydetmiş olması gerçeğiyle görünmektedir.

Trabzon hükümdarları, imparatorluğun yıkılmasına kadar, Pontus kıyılarında devriye gezmek ve orduları nakletmek üzere küçük bir donanma bulundurmayı gerekli görmüşlerdi8. Bu, hiçbir zaman iki ya da üç ‘imparatorluk katergasından daha fazla olmamıştır, ancak; bir deniz çarpışması beklendiğinde bunlar, tahminen talep karşılığı olarak birkaç küçük gemiyle takviye edilirdi. Bundan sonra da filo, ‘üstün donanma 10 ’ olarak tanımlanırdı.

Konstantinopolis’te olduğu gibi donanma, devlet hiyerarşisinde yedinci olan büyük duka tarafından kumanda ediliyordu. XIV. yüzyıl boyunca Trabzon’da bu görev hararetli tartışmalara neden oluyordu ve açıkça önemli sayılıyordu. Oysa Konstantinopolis’te bu görev daha çok onursal bir hal almıştı; görünüşe göre, tam ve orijinal işlevlerini Trabzon’da kaybetmemişti: gerçekten de, Büyük Duka İoannes Kabazites Mayıs 134912’da kendi amiral gemisi ile savaşırken ölmüştür ve bilinen son büyük duka 1396’da ‘amyrialês13 ’ ya da ‘amiral’ olarak tanımlanmıştır.


* A. Bryer, The Mariner’s Mirror, Journal of the Society for Nautical Research, vol.52,no.1
(1966), s.3-11’de İngilizce yayımlanan makalesinin tarafımızdan Türkçeye tercümesidir. The
Mariner's Mirror-the international quarterly journal of the Society for Nautical Research
Onursal Editörünün izniyle tercüme edilmiştir.
4Bakınız Anthony Bryer, ‘The littoral of the empire of Trebizond in two fourteenth-century
portolano maps’, Archeion Pontou, xxıv (1961), s. 97- 127.
5 Ruy Gonzales de Clavijo, Travels, çeviren Guy le Strange (London, 1928), s. 108 vd.
8 Son olarak 1437’de bahsedilmiştir, bakınız N. Iorga. Notes et extraits pour servir a l’histoire
des Croisades au XVe siécle, ııı (Paris-Bucarest, 1899-1916), s. 259.
9 Panaretos, 301 b. yi müteakip.
12 Panaretos, 295 a. yı müteakip.

13 Panaretos, 311a. yı müteakip.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder