1993 Zabıtlarını yazan Harry Tzalas, Atina 1999
Kostas A. DAMIANIDIS ve Hüseyin ÇOBAN
Akdeniz’de, özel tersanelerde, özellikle 18.y.y.da başlayan
modernizasyon çalışmaları Karadeniz’de bulunan tersaneleri pek fazla
etkilemedi, çünkü yabancı gemilerin Karadeniz’e girmeleri yasaktı ve hızlı ve
büyük gemiler arasında fazla bir rekabet yoktu. Osmanlı İmparatorluğu
merkezinin Karadeniz limanları ile olan bağlantıları yörede imal edilmiş,
sadece bu denizde dolaşan küçük teknelerle sağlanıyordu. Bu tekneler yörede
yetişmiş ustalar tarafından yine eski tekne yapım tekniklerine göre imal
ediliyordu.
1783 (2) tarihinde Boğazlar yabancı gemilere açılmış ve yeni
tip gemiler bölgeye girebilmiştir. Bu sebepledir ki, Akdeniz’in hiçbir
bölgesinde olmayan bir şekilde, Karadeniz’de eski tip tekneler ve eski tekne
yapım teknikleri bu kadar uzun süre yaşayabilmiştir. Yaklaşık üç asır boyunca Karadeniz’deki deniz
aktivitelerinin bir anlamda izole edilmesi sayesinde, bu bölge gemi yapım
tarihi açısından büyük önem arz etmektedir ve bu sebeple “18. ve 19 yy arası
Doğu Akdeniz’de ahşap tekne yapımındaki gelişmeler” projesine dahil edilmiştir.
Haziran 1992’de Karadeniz sahillerinde yapılan bir saha
çalışması sırasında İnebolu’yu ziyaret ettik. Kıyıya yakın bir yerde eski bir
tekne bulduk. Bir kulübede muhafaza ediliyordu. Tekne gayet müstesna ve yapım
itibarıyla çok eski ve belki de ayakta kalabilmiş son örnekti. Bölgedeki mevcut
teknelerden tamamıyla farklı bir yapısı vardı. Düz karineli ve çift sonlu bu
tekne şaşırtıcı bir şekilde “Shell First – (Önce-Kabuk)” tekniğiyle yapılmıştı.
Sancak kısmında "MİLLİ MÜCADELE ZAFERİ AMİLLERİNDEN “Gazi İnebolu”
yazıyordu.
Boyu 8.80 m, orta eni 1.92m ve dış yüksekliği iskelet ortasında
0.90m’di. Genişliği boyuna göre 4,5 misli dar olup Boğazda bulunan bazı eski
tip yolcu teknelerine benzemekteydi. Yerli halka göre bu teknenin tipi “pereme”
olarak adlandırılmaktaydı, fakat pereme adı daha değişik tarzdaki yolcu
gemilerine de verilmektedir. Pereme Yunanca’dan gelmekte olup “pernw” geçiş,
veya “perasma” geçiş noktası demektir. Ege denizinde “perama” , “peramataki”,
“peramataria” 4 adı verilen tamamen farklı yapıda tekneler bulunmaktadır.
Sonradan konuşma yapılan köyde yaşlı bir tekne yapım ustası
Şaban Evyapan (90 yaşında) ile tanıştık. Şaban Usta bize bu teknelerin “İnebolu
Kütüğü'' veya “Kütük Kayığı” ya da “Taş Kayığı” olarak adlandırıldığını
söyledi. Aslında bu tekneler 10m ila 11m boyunda imal edilirmiş. Hatırladığı en
uzun teknenin boyu 14m imiş. Bugün İnebolu’da gördüğümüz kayık 20.yy’ın hemen
başlarında yapılmış.
Tekneyi yaparken önce dış kaplamayı bitirirler ve sonradan
birkaç takviye kaburga yerleştirirlermiş. Teknenin karinası beş parçadan
oluşmakta, iki dar kalas (bele veya belleme) orta omurganın iki yanında bulunan
omurga kalaslarına (tekne) birleştirilirmiş. Bu üç parça zıvana ve kavela
yöntemi ile birleştirilir ve bunlar karinanın düz formunu teşkil edermiş. İki
yan omurga(nal) daha sonradan dış kısımdan (belleme) adı verilen kısma
çivilenir ve bu sayede teknenin karaya çekilişi sırasında zarar görmemesi için
omurgada yeterli direnç sağlanırmış.
Teknenin tabanı bittiğinde iskeletin üst kısmının inşaatına
geçilirmiş. Önce her kaplama ayrı olarak yerleştirileceği yerin formuna göre
eğilirmiş. Eğilme işlemi kaplamanın bir taraftan sabitlenmesi ve ağacın
tamamının alevle ısıtılması ile yapılır, kaplama gerekli formu alana kadar
nazikçe eğilerek devam ettirilirmiş. Gerekli formu aldığında soğutularak
bulunduğu formu koruması sağlanırmış. Tekne üzerine monte edilmeye hazır hale
gelen kaplamaların iç kısımlarına küçük kanallar açılır ve bu kaplamalar
eğilmiş çivilerle birbirlerine bağlanırmış. Bu çivilerin boyları 8cm ila 10 cm
arası olup, aralarındaki yatay mesafe 25cm ila 30cm arasıdır.
Tekne her iki yanından başlayarak yapılır ve aralarındaki
simetri göz kararı ile teknenin orta aksına bağlanan bir ip sayesinde
yapılırdı. Tabanın üzerindeki ilk üç başlık tek parça ağaçtan
yapılırdı. Dördüncü başlık dört parçadan, beşinci başlık üç parçadan
oluşmaktadır. Beşinci parçanın üzerinde başka kalas parçaları da bulunmaktadır
ve bunlar tam bir bütünlük oluşturmaz. Bu kalasların çoğu kama şeklindedir ve
teknenin baş ve kıç taraflarına yakın kısımlara yerleştirilmiştir.
Bütün kalaslar kendilerinden daha düşük seviyede olanlarla eğik
çiviler ile birleştirilir ve dikine alındığında aynı eğim açısına sahiptirler.
Teknenin her iki yanına başka bir parça kereste yerleştirilir.(Küpeşte ve tek
parça). Bu kereste teknenin başından kıçına tek parçadır. Kalasların kalınlığı
13 cm’den teknenin tabanına doğru orantılı bir şekilde 6 cm’ye düşer.Teknede
güverte yoktur ve teknenin her iki tarafını birbirine bağlayan kayna adı
verilen üç parça sıra vardır.
…...
Teknede omurganın yapısını korumak üzere 12 adet basit
kaburga (posta) bulunmaktadır. Bu postalar 3 parçadan oluşur, birbirlerinin
üzerine geçer ve birbirlerine çivilenmiştir. Sayın Şaban Evyapan’a göre kabuk
gövdesi tamamlandığında tekneye yerleştirilirdi. Postalar ve kalaslar dştan içe
doğru çivilenirdi. Kalaslar ve postalar arasındaki veya aynı postalar
arasındaki çiviler pozisyonlarını korumak amacıyla sımsıkı kapatılmıştır.
Bahsetmek istediğimiz 3 tane daha yapım elemanı vardır: Gemi
direğinin pozisyonu (maalesef yerinde bulunmamaktadır) tekne ortasından başa
doğru 50 cm mesafededir. Sekizinci tabandaki kerestedeki kesik ve ikinci
kısımdaki bir diğeri direğin öne doğru hafifçe yatmış olduğunu göstermektedir.
Orijinal dümen yekeside mevcut değildir, fakat biliyoruz ki keskin kavislidir
ve geniştir. Son olarak teknenin her iki yanında, kıç kısmına yakın, iki adet
tekneyi denizden çekmek üzere çeki halkası mevcuttur.
“Shell first –önce kabuk” tekniği ile yapılmış tekneler
bugün için Karadeniz’de ve Akdeniz’de belli ki az bulunur örneklerdir. Bununla
birlikte bu tarz bir teknenin ilk defa incelenmesi demek değildir. E.F.Paris
anıtsal eserinde “Souvenirs de Marine“ 5 aynı tarz bir teknenin planlarını
yayınlamıştır “Caboteur a livarde d’lneboli” (1878). Bu tarz teknelerin en
büyüğünün ölçülerini şu şekilde belirtmiştir:
L.O.A. = 18m., L.O.K. =9.l0m., MB. =4.30m. ve M.D. =2.05m.
Teknenin donanımına ve yapısına ait gayet detaylı
açıklamalar vermiştir ki bunlar İnebolu’da hayatta kalan tekneye büyük
benzerlikler göstermektedir.
Bununla birlikte her iki teknenin yapısında bazı farklar
vardır. Zıvanalar E.F.Paris’in açıklamalarında şevli yontmadır, ancak İnebolulu
yaşlı tekne ustası bunları silindirik şekilde yapmıştır. E.F.Paris’in
taslaklarında tekne içinde sadece beş tabanlı kereste bulunmakta ve döşemelik
bulunmamaktadır, buna karşın İnebolu’daki teknede 12 adet tamamlanmış posta
bulunmaktadır.
..........
E. F. Paris’in düşüncesine göre bu teknik Cenovalılar
zamanında ipek yolu ile hatta daha da öncesinde Romalılar zamanında Hindistan
sahillerinden bu alanlara gelmiştir. Bununla birlikte onun zamanında bu
hipotezi kanıtlayacak yeterli kazı ve arkeolojik bulgu yoktu. Bu tekniğin
Osmanlılar zamanında Karadeniz’in diğer bölgelerinde de uygulandığına dair
bulgular mevcuttur.
Bu bulgulardan bir tanesi Bulgaristan Nesebar’daki (eski
Messimvria) St.Stefan kilisesindeki (18.yüzyıl başları) oyma gemi figürleridir.
Bu figürlerdeki kıç ve baş kalaslarının uygulamaları farklıdır. .... Bu
figürler ile Inebolu’daki teknenin yapı benzerlik gösterebilir.
Diğer bir bulgu Tuna nehri Ostrov bölgesindedir.
Konstanta’daki arkeolojik müzeyi ziyaretimizde Dr. Cristian Cräciunoiu
tarafından yürütülen ve henüz tamamlanmamış kazıdaki gemi enkazının
kerestelerini inceleme iznini aldık. E.F.Paris’in de belirtiği şekilde
kereslerde kullanılan küçük mengeneleri gördük. Kalafat izleri de aynıdır ancak
eğik çiviler bulunmamıştır. Dr. Cristian Cräciunoiu’ya gore tekne 18. yüzyıldan
kalmadır. Aynı yerde bir tekneden daha fazlasına ait bazı ahşap kalıntılar
bulunmaktadır.
Aynı tip tekniğin Karadeniz’in diğer bölgelerinde
uygulandığına dair bir işaret yoktur ve İnebolu kütüğü 18. ve 19. yüzyıllarda
Karadeniz’in bazı yerlerinde uygulanmış eski bir geleneğin hayatta kalmış
yegâne örneğidir.
Biliyoruz ki Karadeniz’deki denizcilik aktivitelerinin
(Gemicilik ve Gemi yapımı) önemli bir kısmı yerli Rumlar tarafından 20.
yüzyılın yirmili yıllarına kadar yapılmıştır. İnebolu’nun bu durumdan farklı
bir ayrıcalığı yoktur. Sayın Şaban Evyapan’a göre “İnebolu Kütüğü” veya “Kütük
Kayığı” veya “Taş Kayığı” 1922 yılında Yunanistan’a mübadelelerine kadar
çoğunlukla yerli Rum tekne yapımcıları tarafından yapılırdı.
Karadeniz’deki bu yegâne “Shell First – Önce Kabuk” tekniği
yaşamış ve erken Bizans dönemindeki eski gelenekleri takip eden yerli Rum halkı
tarafından uygulanmıştır, hipotezi mümkündür.
İnanıyoruz ki İnebolu tekniği ile tekne yapımcılığı
Karadeniz’de eski gemi yapımcılığının incelenmesi hakkında çok değerli bilgiler
verecektir. Bu teknik ile yapılmış ve hayatta kalmış yegane denizcilik anıtı
olan bu tekne İnebolu’nun kültür mirası olarak çok iyi korunmalıdır.
Kostas A.
DAMIANIDIS 51-53 Deligiorgi Str. GR-10437 Athens
Hüseyin ÇOBAN
Tekkeönü-Kurucaşile Bartın 74510 Turkey
NOTLAR:
1.Lewn, G., ’’Ellhnikh Emporikh Nauplia (1453-1850) ’’ in
Ellhnikh Emporikh Nauplia pp. 13-48, Atina 1972, p. 25. Koromhla M., Oi EllhneV
sth Maurh Qalassa, Atina, 1991, p. 246.
2. Lewn op. cit. In Koromhla op. cit. belirtildiği üzere
Boğaziçi’nden Karadeniz’e ilk yabancı tekne 1792 yılında girmiştir.
3.Çelik Gülersoy , The Caique, Istanbul 1991,pp. 107-122.
4.Damianidis K., Yunanistan’da Yerel Tekneler ve Tekne
Yapımcılığı Ph.D., University of St Andrews 1989, DamianidiV K. A., Ellmnikh
paradosiah nauhhgikh, AQhna 1996.
5.Paris E. F., Souvenirs de marines conserves, Paris
1882-1886, p1. 59.
6.Ovcharov N., Karadeniz’de Tekneler ve Gemicilik:
XIV-XIX asırları, Sofya 1993.
RESİMLER:
Resim 1: Shipyard at “lnepoli” (1906). Inebolu’da Tersane
.Carte postale, collection: A. S. Mailis.
Resim 2: Son “lnebolu Kütüğü” lnebolu (Haziran 1992).
Resim 3: Son “lnebolu Kutugu”’ne ait yan dikey kesidi ve
güverte planı
Resim 4: Son “lnebolu Kütüğü”’nun çizimleri.
Resim 5: Yapım Detayları.
Resim 6: Kaplama eğim işlemleri.
Resim 7: İskele kaplamalarının şematik diyagramları.
Resim 8: “Caboteur a livarde d’lneboli” (1878). Paris E.
F. (1877-1882: p1. 59).
Resim 9: Yapım modeli son “lnebolu KutUgu”. Yapım V.
Kapsoulakis.
Resim 10:Model of the “Caboteur a livarde d’Ineboli”
(1878). Yapım V. Kapsoulakis. Resim 11:Bir tekne kalıntısından küçük kaplama
mengeneleri. Tuna Nehri’ndeki Ostrov bölgesindeki kazılarda ele geçen parçalar,
şimdi Constanta’daki Arkeoloji müzesinde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder