19 Nisan 2015 Pazar

« Hermione »un UZUN SEYYAHATİ



XAVIER LEOTY / AFP'den tercüme

Bu Paskalya arefesinde kalabalık güvertede hareketleniyor. Tayfalar halatları roda ediyor, son turistler gemiyi terk ediyor, subaylar kendilerine çeki düzen veriyor. La Rochelle limanında Bakan bekleniyor. Kalabalığın ortasında kravatlı yaşlı bir adam güverte bankında oturmuş bastonuna dayanıyor.

Her hangi bir bank değil, güverte kıç omuzluktaki tek bank, kan kırmızı. Buradan komutan Louis-René de Latouche-Tréville, adamları mermi yağmuru altında kalan donanım ve direkler altında hücuma kalktıklarında emirler yağdırıyordu.

Çünkü Hermione bir savaş gemisi. 26 topu 12 librelik mermilerini İngiliz gemilerine yolluyordu. 1780 yılıydı ve Amerika kıyılarında idiler. Neredeyse iki buçuk yıl sonra Hermione yeniden Yeni Dünyaya doğru yol alıyor. Ön görülen yola çıkış tarihi 18 Nisan.

Çılgın Fikir.

Bu Paskalya sabahı Bakanı izleyen her hangi bir adam değil. Jean-Louis Frot, 83 yaşında neredeyse çeyrek yüzyıldır bu anı bekliyor. Rochefort Kentinin 1977 den 2001’e kadar Belediye Başkanı, kentinin tarihi mirası için mücadele vermiş, sonra Donnelly ve Erik Orsenna gibi bazı hayalperestler ile kentin altın çağlarında, tersanelerinde inşa edilmiş tarihi bir gemiyi yeniden yapmak gibi çılgın bir proje fikrini ortaya attı.

Eh yapılacak ise neden Hermione olmasın? XVIII: Yüzyıllın en güzel fırkateylerinden biri. Hatta General La Fayette’i direnişçilere yardım için Amerika’ya götürmüştü. 65 metre boyunda, 3 direkli, 2 000 metre kareden fazla yelken alanlı.

1997 yılında başlandığında tersane müthiş bir performans ortaya koydu. Dört milyondan fazla insan marangozların, demircilerin, abanoz ustalarının, armadorların, yelken dikimcilerinin yavaş yavaş hayat verdikleri denizcilik sanatını seyretmek için geldiler ve tekrar geldiler.

Sekiz yıla yakın gecikme.

Halka malolmuş başarı projenin borçlanılmadan kendini finanse etmesini sağladı. Alınacak yol düşünülenden daha uzundu. İlk iş programından neredeyse sekiz yıl uzadı. Ve daha pahalıya mal oldu. Son harcanan bütçe 40 Milyon Eurodan fazlasını buldu ve bunun yarısı teknenin inşasında kullanıldı.

Yerel kollektifler, Rochefort kenti, Charente-Maritime departmanı ve Poitou-Charentes bölgesi yapımın büyük bölümünü finanse etti, Hermione- La Fayette derneği işletmenin ( ziyaretler, bakımlar, satılan biletler) ile üçte ikisini sağladı, gönüllü hizmetlerini hiç dikkate almıyoruz.

Güverteyi yalayan serin esintiye duyarsız Jean-Louis Frot teknenin pruvasını sabitleyip herkesin aklını kurcalayan soruyu sordu: « Hermione Amerika’dan döndü. Ne yapıyoruz? » Ağustos ortasına kadar program dolu. Kanaryalarda bir moladan sonra fırkateyn 5 Haziranda Virjinya’da Yorktown’a ulaşacak. Sonra sahili takiben 4 Temmuzda, Bağımsızlık gününde New York, 11 inde Boston, Ağustos’ta Brest’e dönmeden Kanada’da Saint-Pierre-et-Miquelon.

Toplamında şenlikler öngörülerek hazırlanan on beşe yakın ziyaret. Ağustos sonunda yuvasına dönmüş olacak. Ve bütün yol yorgunu kahramanlar var oluş soruları gündeme gelecek. Ben kimim? Ülkem neresi? Babam kim?



Gerekli anakronizmler

Ben kimim? Seyir yapabilen bir gemi. Herkesin bu Paskalya hafta sonunda beklediği bayan bakan Ségolène Royal. 20 yıldan fazla bölgeden seçilen, daha önce Belem’in kaptanı olan Yann Cariou’ya kendi elleri ile “Okyanus geçiş yetki belgesini” vermeye geliyor.

Bunun için, tutucu geleneksel tekne inşacıları taviz vermek zorunda kalmışlardı. Ambarda bir akü grubu ve iki iri elektirikli motor, dondurucular, yedek su tankları, çöp konteynerleri gibi okyanus geçişini rutubet ve hastalıklar ile karabasana çevirmeyecek çağdaş konfor gizlendi. Sonuçta bu anakronizmler malzeme ve mürettebatın güvenliği için toplamda tekne için harcanan 26 milyon € içinde sadece 4 milyon € bir pay aldı.

Yapım resimleri için : https://www.facebook.com/pages/Chantier-Hermione-Lafayette/123280104434194?fref=ts

Yetkilendirme, yatırımlar yetmiyor. Yola çıkmak için denizde bir mürettebata ve karada bir başka ekibe gerek var. Yann Cariou gemiye 80 denizci aldı, bunların yirmiye yakını profesyoneller ve 60 a yakını tümü ile gönüllülerden oluşuyor.

Sayısız manevra

Motivasyonlarına göre seçilmiş olanlar sonsuz sayıda manevrayı öğrenmek zorunda. Rüzgar sertlediğinde yelkenleri küçültmek için 40 metre yüksekliğinde direklere tırmanmak gerek. Deniz tutması olanlar kenarda!

Tutku onları kırbaçlıyor. Hamakların ve tuvaletlerin bulunduğu palavra güvertesinde, döşeme üzerinde dört ayak Capucine kalafat yapıyor. Sızdırmazlık sağlamak için döşeme tahtaları arasındaki boşlukları iplik haline getirdiği keneviri. Paris’ten gelen sıkıntılı mektubu yeni aldı ama onun macerası burada, tam ambarın üzerinde. Her şeyi bırakıp bu anı yaşamak isteyenlerin sayısı 200 ü geçiyor.

« Bu XIX. Yüzyılın sonundaki yelkenli gemilere Belem gibi, karşın XVIII. Yüzyıl büyük gemilerinin karakteristiği” diye anlatıyor Belem Vakfı eski Başkanı Paul Le Bihan “Seyir için çok daha fazla mürettebata gerek var. Belem’de 13 adam yetiyordu. Ekonomik model tümü ile farklı” Belem daha sık seyre çıkıyor ve paralarını ödeyen stajyerler alabiliyor.

Ve tabii bu sadece buz dağının görünen tarafı. Karadaki bakım işlemleri kayda değer. Örneğin geminin her yıl tamamına yakını boyanmalı. Toplamda “Hermion”u yüzer halde tutabilmek için yılda 800.000€ gerekiyor. Bütün bu harcamalar her 2, 3 yılda bir çıkmak için.

Gösteri seyirlerinin her biri 2 milyon euro olarak değerlendiriliyor ve bu rakamı gemi kendisi finanse etmeli. Ziyaret kabul edenler limanlar La Rochelle, Bordeaux veya Brest fırkateyn bayramı düzenlemek için günlük 75 000€ ödemek durumunda.

Rochefort ve bölgesinin bayrağının bölge dışında göstermek kamu yararı olarak değerlendiriyor.

« Bir tekne artık seyir yapmıyorsa, ziyaretçilerinin sayısı zaman içinde azalıyor” diye garanti veriyor Vakıf Başkanı Benedict Donnelly “ Avrupa’da benzerlerimizde de saptadığımız budur” Amerika macerası 3 milyon €ya mal olacak. Ziyaret edilecek limanlar ve yerel sponsorlar da 2 milyon € finanse edecekler.

Bir nimet ve bir kafa s..kici

Ülkem neresi ? Rochefort. Kent için Hermione hem bir nimet hem de bir kafa s..ci bela. Kent XIV.Louis’nin donanması için İngiliz toplarından korunaklı bir tersane olarak Colbert tarafından kurulmuştu. Ama aynı zamanda hep Protestan hem de tüccar La Rochelle ile beklenen savaş için Katolik bir kentin kuruluşu için de istek ve irade vardı.

Yaşlı ve eski iblisleri uyandırmak uzun sürmedi. « İşte La Rochelle Hermione’u biz batırdı! » diye şikayet etti Rochefort halkı, özellikle de geminin düşman tarafına gittiğini gören tüccarlar. Müze ve tüccarlar tarafından hesaplarda %50 düşüş kaydedildi. Rochefort, müreffeh bir şehrin yamacında kalmış görece daha fakirdir. Yirmi yıldır tarihi mirasını restore etmek için mücadele etti ve elinden kaçırmak istemiyor.

Aynı zamanda, sadece geminin bakım masraflarını karşılayabilir. Rochefort yeni Belediye başkanı Hervé Blanché «Hermione’un inşasına ve liman ekipmanlarına yaklaşık 9 milyon euro harcadık, masraflarımızı kısmalıyız ». O da Hermion’un yol yapmasını istiyor ama kim finanse edecek?

Yorgunluk kendini belli ediyor.

Babam kim? Bugün hep sahibi hem de geminin armatörü olarak Hermione-La Fayette Vakfı. Ama yorgunluk çökmüş bile. Benedict Donnelly görevi yıl sonunda devretmek istiyor ve gönüllüler ile onların etrafındaki küçük bir destekçi grubu tutkularının buraya getirdiği maceranın zaman içinde idari mekanizma içinde yok olacağından çekiniyorlar. Bir şirket etüd ediyor. Kim yönetecek ve ticari olanakları neler olacak? Çok fazla soru, az fikir var.


Daha fazla resim ve bilgi için : https://www.facebook.com/hermione.voyage?fref=ts

17 Nisan 2015 Cuma

BUGÜN 17 NİSAN ......



Cevat Şakir Kabaağaçlı Halikarnas Balıkçısı

17 Nisan 1886 tarihinde, Osmanlı'nın son köklü ailelerinden Şakir Paşa Ailesine mensup babası yüksek komiser olarak görev yaptığı Girit'te doğdu.

BALIKÇI'NIN KENDİ AĞZINDAN ÖZGEÇMİŞİ..

“1890 yılında girit’te doğdum. babam, Türkiye’nin Atina sefiri oldu… üç dört yaşındayken, küçük kardeşimle kayıkta oynarken. kayıkçı deniz aynasını denize tuttu. denizaltı alemini görünce, tokat yemiş gibi sarsıldım.
Yazı öğrenmeden önce, sabahtan akşama kadar resim yapardım. Altı yaşında oradaki mahalle mektebinde okuma yazma öğrendim. 10 yaşında bir misyoner kuruluşu olan Robert kolej’ e gönderildim. sabah, öğlen, akşam ve yatmadan önce dua ediyorduk.ve ben çok sıkılıyordum…. Kütüphanelerde, içleri hayat dolu kitaplar vardı. Dua kiaplarını sevmediğim ve okumadığım için o kitaplar bana yasak edildi. Elektrik feneri icat edilmişti. gece yorganla battaniyeyi çadır yapar elektrik feneriyle, arkadaşlarıma aldırdığım kitapları okurdum.

Oxford’a gönderdiler. İsteksiz gittim. En kolay konuyu seçtim, üç dört yıl öğrendim. Üç dört yılda öğrendiğimi unutmak için sarf ettim…
İlk dünya savaşında babamla yaşadığım o fatal gece sonrasında yedi yıl ceza evinde yattım…

Savaş sonrası asker kaçaklarının kendileri gelip teslim oldukları halde yargılanmadan asıldıklarını yazdım. Ankara İstiklal Mahkemesi’nde, Bodrum’da üç yıl kalebentliğe mahkûm ettiler.

Mektep hayatımın bende bıraktığı intiba şöyleydi. İstiklal Mahkemesi’nde mevkuf iken, bir gece rüyamda çocukluğumu, hala kolejde olduğumu görmüştüm. Uyanınca hapishanede olduğumu ve kolejde olmadığımı gördüm ve çıldırasıya sevindim. Bu hürriyetti bre!

Bodrum’a vardığım zaman 34 yaşındaydım. Bodrum’a kalebent olarak gelmiştim… ama kalenin ne benti ne de surları vardı.kale haraptı…bu durumda ya hapis edilecektim yada geldiğim şehre geri gönderilip orada hapis edilecektim…savcı, iyi birine benziyorsun şehrin içinde serbestsin, denize açılma cezanı doldur sonrada geldiğin yere dönersin dedi…
Savcı denize açılma dediği halde bir gün denize çıktım, Bodrumda da, üç dört yaşındayken kayıkçının deniz aynasında gördüğümü ve kaybettiğimi buldum orada kaldım..
Otuz küsur kitap yazdım, çiçek, ağaç ve yemiş yetiştirdim. Gece rüyamda kendimi savaşan bir general gibi görüyordum. Arkamda, yüz binlerce portakal ve grapa fruit ağaçları kökleri üzerine kalkmışlar, ilerliyoruz ve düşmanımız ölüme karşı vitamin ve ışık bombaları portakalları, greyfurtları, çiçekleri atıyoruz.

Sonrası Halikarnas balıkçı’ sı. İşte o kadar! “








Babam, Müntekim Öknmen'in arkadaşı idi. Çocukluğumda o zamanlar kızkardeşi Melek Hanım ile oturduğu Levent'deki Emlak Bankası apartmanına ziyarete giderdik. Sonra Bodrum'da kendine bir ev yaptırıp taşındı.  Mavi Yolculuk grubuna katıldı.  Evi de Artemis Pansiyona gelmeden dar sokağın sağında yükselen beyaz evdi.






Halikarnas Balıkçısını ilk gençliğimde okumaya başladım.
İlk Bordum'a gidişim 1973 yılıydı.
Balıkçı, Dünya, insanlar, doğa asıl önemlisi yaşadığımız topraklar, denizlerin tarihi bu güne uzantıları konusunda hep beni eğitti.

Ruhu şâd olsun.









Klâsik kültür olmadan çağdaş kültüre uzanmak isteyen toplumlar ‘az gelişmişlik çemberini’ asla kıramazlar. Belki genişlerler ama bunun adına şişmanlık denir, akıl devri denmez”.
“Çağdaş olmak istiyorsanız, klâsik akıl devriminizi tamamlamak zorundasınız. Klâsik kültürün temeli de Anadolu’da atılmıştır. Bilim, felsefe, kültür, şiir, aritmetik, trigonometri, astronomi gibi akılı akıl yapan ne varsa bu bilgi enerjilerinin hepsi Anadolu’nun yediveren toprağının içinden fışkırmıştır. Öyle ise ayağınızı toprağınıza sağlam basın. Anadolu’ya sahip çıkın. Orta Asya’dan gelmiş olmanın gerçeğiyle Anadolu’yla kaynaşmış olmanın şansını bir hümanizmde birleştirin”.

Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı








Belki de denize, İyonya'ya, tırandillere, piyadelere umarsızca sevdalanmamın iki sorumlusundan biri Cevat Şakir ise diğeri babamdır.






ANADOLU'NUN AVUKATI CEVAT ŞAKİR KABAAĞAÇLI
https://www.youtube.com/watch?v=1nql0ojHUDY



15 Nisan 2015 Çarşamba

ARTIK KÖYDEYİM.....

4,5 aylık (P)İstanbul mecburi ikâmetinden sonrasında nihayet köye döndüm.

Bir yandan Ionia inşası devam ederken diğer taraftan da Oktay Taftalı için inşasına başladığımız 6,60Metrelik tırandil yapımı devam ediyor.












6,60 Mt tırandil randa sloup arma ile donatılacak. Ana yelken ve sadece bir flok taşıyacak. 

İnşa konseptimiz olabildiğince basit, kolay bakımlı, kolay abralanabilen bir tekne olması idi.

Ionia ise aşağıdaki durumda.



Omurgada mantarlaşma ortaya çıkınca tamamını söktük, yenisini koyacağız.