25 Mayıs 2016 Çarşamba

RANDA ARMA. GEÇMİŞ- BUGÜN - GELECEK

Craft Magazine Kasım/Aralık 2015 de yayımlanan yazısında Andrew Wolstenholme geçmişe özlemden çok daha fazla modern randa armaların olmasını öneriyor.

Modern yelkencilerin pek çoğu için randa arma geçmiş bir dönemi vurgulayan, estetik olarak güzel bir anlamda geleneksel olmakla birlikte halen kullanılan bermuda/markoni armaya göre daha az verimli olarak değerlendiriliyor.

Bazı haklı argümanlar taşımakla birlikte anlaşılmazlık da bir etken. Güzel görünmenin yanı sıra bu günkü denizcilere sunabilecekleri çok daha fazlası var.

İnsan tarafından üretilen her ürün kullanılabilirlik ve ihtiyaca göre gelişir ve teknolojiyi de bu anlamda tahrik eder. Sadece yelken ve küreğin tekneleri yürüttüğü dönemde gelişme ve mükemmellik etkileşimin kısıtlı olması nedeniyle yaygınlaşamıyordu, fikirlerin yayılması zaman aldı. Dünyadaki tüm tersaneler ve tekne zanaatkarları bazen bulundukları coğrafyada sadece birkaç mil uzaklaşabilen balıkçılar da dahil olmak üzere balıkçı ve yerel tüccarların gereksinimlerine cevap verirdi.

Değişik yelkenler tipleri sürekli gelişme halinde oldu ve bugün eğlence amaçlı gezi teknelerinde de uygulanmaya başladı, diğer yandan da küçük ölçekli sandalların ihtiyaçlarını karşıladı.

Randanın atası kaba bir kumaştan yapılan yelkenin yatay bir ağaca bağlanmasıydı. Randa armada seren hem önden arkaya hem de iki yana hareket eden ama direkten de ayrılmayan bir elemandır. Yelken temelde serene bağlı olarak hareket eder. Direk basit, fazla uzun olmayan bir dikme olup yelkeni taşıyacak kadar güçlü olması yeterlidir. Seren gerektiğinde bir vinç gibi kullanılarak kargo ve ekipmanın tekneye yüklenmesinde de işlev görür. Kısaca randa sereni basit, sağlam, pratik, denizciliğe uygun ve en önemlisi yararlıdır.

Buna karşın bermuda arma gezi yelkencilerinin gereksinimlerine cevap verecek şekilde malzemelerin teknolojik gelişmeleri ve innovasyonlar ile çok hafifledi, arma yüksek dirence erişti, yelken kumaşı ile değişik bağlantılar uyum sağladı, yelken kumaşları çeşitlendi. Bu ileri teknoloji çağında bile randa tavsiye edilebilir. Bermuda arma rüzgârda tartışmasız daha etkili fakat hafif havada randa yelken doğru trimlendirilmiş ise çok daha verimlidir. Modern bir tekne kabuğu üzerine donatılacak randa arma saygın ve etkileyici bir performans sergileyecektir. Pupa ve geniş apaz seyirde, randanın düşük en/boy oranı bermudadaki yüksek oran ve balon kullanımından daha verimlidir. 


Simon Rogers çağdaş bir yarış teknesi olan “Alice III”e karbon içerikli çok dayanıklı malzemeden karanfilli bir randa arma uyguladı. Tam bir kuzu postunda kurt!!!

Nigel Irens “Maggie B” randa guletinde karbon sabit arma kullanarak hem hafifliğe ulaştı hem de performansını arttırdı.

Eski iş teknelerinin ağır masif ağaçtan sabit armaları kaba donanımları vardı. Başka seçenekleri de yoktu. Günümüzde tekne üzerinde fazla ağırlık taşımamıza gerek yok. Yeterli yelken taşıyacak kadar güçlü bir tekne ise yükseklikte yer alan ağırlık teknenin karina altında daha fazla karşı ağırlık (Safra) gerektirir. Sabit arma ağırlığının azaltılması teknenin tamının ağırlığının da azaltılmasına yol açarak randımanını arttırabileceği gibi daha fazla yelken taşımasını sağlar. Broads yatları, Hollanda tekneleri ve römorkör hizmeti veren yelkenliler gibi direğini geriye yatırmak mecburiyetinde olanlar daha hafif arma ve yelken ile hayatlarını kolaylaştırabilirler. İçi boş ahşap sabit armalar dolu malzemeden daha hafif, alüminyum extrüde malzemeler daha da hafiftir. Ama karbon elyaf teknolojisi hafiflik konusunda çok yol aldı. Bermuda armada kullanılan direkler eliptik olup ön tarafı geniş arka tarafı dar bir profil yapı ile dayanıklılık sağlar. Bu şekilde carbon fiber imalatı pahallıdır. Buna karşın randa sereni genel olarak yuvarlak kesitlidir ve tam olarak armalarda kullanılmasını mümkün kılar. Ayrıca bermuda arma direği teknenin bakımı sırasında problem yarattığı gibi çarmıhlar ve istralyalar kendileri de dahil olmak üzere yüksek ağırlıkları taşımak zorundadır. Buna karşın kısa randa arma direği ve sereni hafif olup kolayca abranır. 

Kendi traylerle taşınabilen yelkenli teknem “KITE”de armayı karbondan yaptım. Yelken alanımı dolayısı ile ağırlığını korudum bu da safra ağırlığımı azaltmaya götürdü ve tekne toplam ağırlığı 750kg’ya düştü. 2 litre motoru olan bir arabayla kolayca çekilebiliyor. Direk tabanında artık kısa bir mafsal yatağı var ve direk sadece 15lbs (6,800KG). İndirip kaldırmak artık problem olmaktan çıktı, indirdiğimde de tekne boyunu geçmiyor.

Hafif gövdeli “KITE” güzel bir McNamara marka yelken ile yol alıyor ve her seyirde verimli bir performansı var. “KITE” için çizimler yaparken yelken ve arma konusunda açık fikirliydim ve randayı hiç dikkate almamıştım. Ama fikirler geliştikçe randa esaslı bir arma ve yelkenin tekne için en basit ve en pratik seçim olduğuna karar verdim.

Muhtemelen Nigel Iren’in geleneksel görünümlü Shetland lügeri Roxanne karbon sabit arması ile ilk örnek olmalı. Nigel aynı zamanda bir, çok gövdeli lider tasarımcısı olarak tanıdık ve bildiği bir teknolojiyi, yaratıcılığını da ortaya koyarak “geleneksel ruhu” yakalamak için kullandı. 

Fransızların da çok önceden beri Kuzey batı yöresinde geleneksel olarak kullandıkları armalarını çok gövdeli tasarımcıları akıl ettiler ve yerel tek gövdeli günlük gezi teknelerine de adapte ettiler. Hollandalılar yarım güverteli sportif teknelerinde kullandıkları içi boş ahşap direkleri ve alüminyum armaları ileri teknoloji güverte üstü donanımları ile paralel olarak karbon fiber armalara çevirdiler.

Biz, Birleşik Krallıkta randaya daha geleneksel yaklaşma eğilimindeyiz.
Son yıllarda açık bir gelişme göstermiş olsak da biz, Birleşik Krallıkta eski teknelerin orijinal armaları, yelkenleri ve metotlarının korunması teşvik ederek konuya yaklaşıyoruz. 1970li yılların sonu ile 1980li yılların başında piyasaya çıkan yeni plastik randa armalı modeller “nostaljik” denizcileri hedefledi. Pek çoğu ise yine geleneksel yelkenleri ve tekne kabuklarında kaldı.
O nedenle Roger Dongray’in Cornish Shrimper tasarımı sınıfında en büyük beğeniyi topladı. Yapımcıları Cornouailles yengeç avcıları Westerley Boats markası altında yarış tekneleri üreticiydiler. Deneyimleriyle kare kesitli bir cıvadra, bumba ve sereni Shrimper’a uygulayıp etkili bir yelkene ulaştılar. 
Başarılı ve verimli randa arması ile beğenileri topladı. Bu, biraz daha rahat hacimler kazandıracak şekilde ufak tefek ama önemli değişikliklerle eski ile yeninin birlikteliğinin başarısıydı..

Hollandalılar çok uzun bir zaman yelken üst yakasında bulunan geleneksel eğimli randa serenlerini teşvik ettiler. Ama çok yeni ve ilginç olarak Ted Spears de North Quay Marine firması 2. Dünya Savaşında hizmet veren çok başarılı avcı uçağı Spitfire 19’un kanat yapısını örnek alarak sereni daha da eğerek yelken güngörmez yakasının devamı haline getirdiler.
Bir randa yelken serenin bir miktar aşağı indirilmesiyle kolayca camadan vurulabilir, arta kalan yelken de bermuda armada olduğu gibi güverteye serilmez. Bermuda yelkende modern sarma sistemi ile camadan vurmak kolay gelebilir. Ama iyi düşünülmüş ve uygulanmış ve gelenekselden biraz daha kısa seren uygulanmış randa armada da camadan bermudadaki kadar kolaylaşabilir. Direğin rüzgârı karşılaması ve arma donanımı performans için önemlidir ve bermuda yelken bu konuda avantajlıdır. Öyleyse dikkatlerimizi randa armanın geliştirmesinde ve modern teknelere uygulanmasında tıkanıklığı en aza indirmek aynı zamanda da olabildiğince basit ve temiz olmasına vermeliyiz.

Son yıllarda bermuda yelkende “fathead 'main” diye tanımlanan uygulamayı gözlemliyoruz. Geleneksel bermuda yelkenin mandar ucu bir üçgen ile bitiyor ve yelkenin arkasına geçen hava akımı direk nedeniyle türbülansa uğruyor. Ama son kelken ve direk teknolojisi ile direk ve yelken tepesi kesilerek ana yelkenin üst yakasının daha enine uzun olması yoluna gidiliyor ki bu da bir anlamda randa kesiti çağrıştırıyor. Yelken ağırlığı direk kısaltılarak düşürülüyor, rüzgâr kaybı azaltılıyor ve verim artıyor. Bu yenilik randa ve bermuda arasındaki makası azaltıyor, nasıl gelişeceğini izlemek ilginç olacak. 
 ÇN: Çağ hızla ilerliyor. Artık “fathead 'main” den "Square top" a evrildi ana yelkenler...
Bizim randa armaya eğilimimiz eski iş teknelerinden, onların uzun geçmişlerinden kaynaklanıyor ve daha uzun zaman da onları sevmeye ve onlarla yelken yapmaya devam edeceğiz. Ama belki de randanın Rönesans zamanı gelmiştir. Son uygulanan randaya yaklaşma yolun başı da olsa yelken teknolojisi geliştikçe randa armanın geleceği aydınlıktır. Ancak tasarımcıların, tekne yapımcılarının ve özellikle müşterilerin bu gelişmeyi desteklemesi gerekir.


REF : Andrew Wolstenholme
publié pour la première dans l' eau Craft Magazine, Novembre / Décembre 2015

Buraya kadar anlatılanlar dünü idi. Acaba bu makaleden ve başkaca verilerden yola çıkarak ilk okunuşunda ütopya gibi görünen "modern teknelere randa yelken uygulaması" ne aşamada diye soranlar da olacaktır.
Sıkı durun.... Tadını çıkartın... Ve yeniden düşünün... !!!





Ve daha pek çok uygulama var...........

ORTAK TARİHİ MİRAS

Ege, Karadeniz ve Marmara'da kullanılmış bazılarını halen görebildiğimiz, bazılarını sadece resimlerden tanıdığımız bazılarını ise zaman ve gereksinimler doğrultusunda deforme ettiğimiz teknelerin  grafik çizimlerini paylaşıyorum.


 Grafik Yunan denizcilik tarihçi ve araştırmacıları Damianidis ve Kostulas tarafından imzalanmış. Tserniki veya bildiğimiz ÇIRNIK. Boy:10.93   En: 3.10  Derinlik: 0.88 metre


Yine aynı araştırmacıların imzası ile bu kere PERAMA.  Boy 17.50   En 5.90  Derinlik 2.70 M

Perama ve çırnık arasındaki belirgin fark peramada bulunan baş üstü aynası. Amacı güvertenin bu kısımda biraz daha enli olmasını sağlamak.


Hydra sandalı veya Gaidarka Varka.

Marmara ve Ege'de kullanılan tümü ile balıkçık amaçlı TRATA  Boy 12.5  En2.64  Drn 1.09

Yunaistan TRATAsı

Mikonos teknesi

Mikonos. Çernikovarka veya Peramataki.  Boyu küçük. Onun için çernik sandal veya  küçük perama olarak adlandırılmış.

Damianidis & Kastoulas  TIRANDİL.
Orijinal formu bu olan tırandil Ege'nin her iki yakasında da evrim geçirmiş görünüyor.

Tırandil'in değişik ve kullanılan bodoslama formları

Sokoleva armalı küçük tırandil.

Simi ve Limnos'ta kullanılan  Mikonos kayığı "Gialadiki Varka"

Yunanistan ... Sünger teknesi

Sünger teknesi sokoleva armalı.

Bu resim farklı bir coğrafyadan Romanya Tuna balıkçı teknesi.

İnebolu Kayığı

Türkiye sularında kullanılan MAVNA

Türkiye  ÇEKTİRME

1876- Adriyatikte kullanılan Türk TARTAN'ı

Türk büyük kabotaj teknesi modernize edilmiş. Bir de not düşmüşler "GAGALI" ? diye

İstanbul Boğazında ve çevresinde kullanılan orta boy kabotaj teknesi.

Seremonilerde kullanılan Marmara sandalı.

23 Mayıs 2016 Pazartesi

“Aziz Nikola” EGE'NİN SON ÇIRNIKI


Hydra limanı ziyaretimde ve 106 yıl önce inşa edilen “Aziz Nikola” teknesi vesilesi ile ilgili olarak yapımı özellikler içeren tekneler ile küçük bir araştırma yaptım. “Aziz Nikola şimdi yalnız çünkü büyük bir ihtimalle Ege’nin son çırnığı.


Yunan denizcilik tarihinde belki de en nadir rastlanan “Aziz Nikola” Samos adasında Marathokampos tersanesinde 1910 yılında inşa edildi. Ticari amaçla kullanılan özel mülkiyetli bir tekneydi. Güverte boyu 10.90 metre orta posta genişliği 3.10 metre. Bu günlerde artık bu tekneler inşa edilmiyor ve “Aziz Nikola” Hydra Limanında bize Yunan geleneksel teknelerinin en güzel örneğini gösteriyor.

Tip adı Tuna’da kullanılan «Černík» veya «Cirnik» veya Türk teknesi “çırnık”veya “Çirkine”den geliyor. Syros ve Mykonos "Bella", Marmara, Izmir et Ayvalık "çektirmes" derdi. Ayrıca Mykonos ve Syros çırnıklara taşıdıkları sokoleva yelkeni dolayısı ile de "Bellona" derdi.

Marmara denizinin küçük kayıkları karakteristiği ince burunlu ve  ince uzun  idi. 1945 lerde Orta Ege Adalarında inşa edilenler de aynı özellikleri taşıyordu. Bu tekneler Midilli, Syros, Symi, Cunda, Samos, Rodos, İzmir, Sakız, Skopelos ve Perama’da

yoğunlukla kullanılıyordu.


Teknenin iki düz bodoslaması vardır, ancak baş bodoslama peramadakinden daha yatıktır. Çırkıka baktığımızda peramadaki bodoslama üzerinde “aynayı” görmeyiz ki bu da güvertenin bu bölümünde belli bir alan daralmasını meydana getirir. Diğer taraftan iki yapını niteliklerini taşıyan “ Çernikoperama” modelleri de var.


18 metreyi geçmeyen “Çırnıklarda” genel olarak tek direk vardır ama Skopelo da iki direklilere de rastlanır. 18 metre balıkçı çırnıklarına az raslanır. “Çırnık” inşasına İkinci Büyük Savaştan sonra son verildi. Orta bölüm tekne yüklendiğinde iyice daralıyor ve verimsiz oluyordu. Arma üç ana parçadan oluşuyordu. Ana direk, seren bunun üzerine çekilen sokoleva yelken, cıvadrave korna cıvadra üzerine çekilen floklar. 



Her ne kadar yukarıdaki haber metinde 1945den beri Çırnıkların yapılmadığı belirtilmiş ise de Yunanistan'da Nikola Vlavianos patronajında deneysel bir sokoleva armalı bir çırnık projesi yürütülüyor. 

Vlavianos albüm tanıtım yazısında aşağıdaki önemli notları belirtiyor.

"Deneysel olarak, yeni inşa bir çırnık veya taşıdıkları yelken ve armasına atfen isimlendirilen sokoleva inşa ediyoruz. Sokoleva 1835 yılında Fransız Amiral Paris’in tasarımını yayımladığı şekilde basit, bir ana direğe verevlemesine takılan seren üzerine çekilen kare yelken tipidir. “Sakolaifea” terimi etimolojik olarak  “sago” (manto) ve “λαιφος” (giyim) kelimelerinden türemiş olup 12yy Bizans metinlerinde rastlanıyor. İlk örneklere ise 1. Ve 3. Yüzyıllarda İtalya ve Yunanistan’daki mezar taşlarında görüyoruz. Zaman içinde bu kelime pek çok varyant halinde “sokoleves”, “sakolefa”, “sakolefi”, ve “tsakuleva” olarak kullanıldı.

Araştırma ve tasarım Nikolas Vlavianos tarafından yapıldı, onun patronajında oğlu Antonio’nun tersanesinde sokoleva armalı “ayna kıçlı, kare yelkenli ve top sail (karanfilli)  çırnık” proje yürütülüyor.  Bu tekneler kayda değer şekilde hızlı olup Ege’nin değişken ve sert havalarında kolayca yeni trime geçebilen yapılardır. Hafif kargo taşıyan çoğunlukla kaçakçıların ve korsanların daha sonra sünger avcılarının kullandığı nadiren balıkçılıkta hizmet veren teknelerdir. Bu tip tekne diğerlerininden farklı olarak İkinci Dünya Savaşından sonra yapılmadı. Genel olarak 9 metreden 19 metreye kadar inşa ediliyorlardı. Kabuk çoğunlukla baş/kıç bir oluyordu.

Günümüzde, bu terk edilmiş modeli biz 10,63 metre su hattı boyu, eski derin karina ile aynı rasyoları elde edecek şekilde ve makinasız olarak inşa ediyoruz.  Tek yardımcı sadece kullanılak dörk kürek olacak. İnşa tarzı ve kullanılan malzemeler 19.yy da Ege Arşipelinde kullanılan yöntem ve elemanlar olacak.

Uygun yöresel kerestenin sağlanması ve miktarı başlı başına bir problem olmakla birlikte arkadaşımız   Theophrastus’un yöl göstericiliğinde hangi ağacın hangi astrolojik zaman içinde kesilmesi gerektiğini inceliyor ve uyguluyoruz.

Günümüzde Yunanistan ormanları çok zayıf ve kötü durumda, ince ağaçlar illegal olarak kesilip ısınmada kullanılıyor veya diğer amaçlar için kullanılıyor. Halen kalan ormanlar tabii var ama uygun ağaçları bulmak çok zor. Geçmiş yönergelere uygun ağaçları ise ulaşımı çok zor olan mahallerde buluyoruz. Ağaçları kesebilmek için Bürokratik uygulamalar bıktırıcı. Kesim yerinden taşımayı eşekler ile yapıyoruz. 

Tekneyi inşa etmek için iç omurga ve kontra omurga çam(Pinus brutia), Omurga. Bodoslamalar Ökaliptüs ve kara selvi, eğriler, döşekler ve dirsekler için karaağaç(Ulmus glabra),üst yapıda dişbudak(Fraxinus ornus), Baş ve kıç bodoslamada dut (Morus nigra), borda kaplamalarında meşe, küpeşte ve ayna ceviz,tülaniler çam ve selvi, su üstü borda kaplaması Whitebark çamı(Pinus heldreichii), bütün iç güçlendirmeler  Akasya veya yalancı akasya, armanın tamamı ladin, bütün eğeriler önce meşe kavelalarla bağlanıyor sonra vidalanıp kaplamaya geçiliyor.   

Bu tekne tümü ile geleneksel yöntem, avadanlık ve malzemelerle inşa ediliyor."