3 Ağustos 2017 Perşembe

BJORKEDALEN- Viking Tekne Yapım Geleneği

Aşağıdaki filmi izlerken çok duygulandım. 
Nordik halkların teknecilik ve denizcilik ile ilgili paylaşımlarımın özenmek ve öykünmek ile ilgisi de yok. 
Estetik mükemmelliğe şapka çıkarttığım doğrudur.
Ama durup düşünmek ders çıkartabilmek gerek.

Bize göre uzak, kuzeyin bir köşesinde, 1000 yılı aşkın tekne yapım geleneklerini inatla sürdüren, dystopik dünya düzenimize direnen insanların kısa belgeseli.

Gelenekselden güncele ve geleceğe uzattıkları köprülerin saygıya değer çabaları. İhtiyaçlarından fazlasına göz dikmeden doğal çevre ve ormanlarını kullanmaları….
Sözün uçup yazının baki kaldığının farkında olmaları.... Bilgiyi sakınmadan çoğaltmaları....
Her neslin bir sonrakinin doğal eğitmeni olduğunun bilinci...

Filmdeki yaşlı adam “ 1500 yılından beri yapılan tekneleri yazılı kayıtlar ile arşivliyoruz. O tarihten beri yaptığımız her teknenin kaydını tutuyoruz. 1500 den beri yılda ortalama 200 tekne inşa ediliyor. Bu yörede 27 tekne atelyesi var” diye açıklıyor.

Gösterdiği bir dişi kırık çekicin ne kadar eski olduğunu kimsenin bilmediğini, raftan aldığı rendenin arkeologlar tarafından 1000 yıllık olduğunu söylediklerini anlatırken bu el aletlerini halen kullanıyor.

Orta yaşlı olan ise günümüz ekonomik şartlarının zorluğundan bahsederek tekne yapımını yan iş olarak devam ettireceğini yılda bir iki tekne de olsa yapacağını üzülerek açıklıyor. Devamında da bu geleneğin gelecek kuşaklara muhakkak aktarılması gerektiğini yoksa ileri tarihlerde ne kullanılan alet edevatın ne işe yaradığını bilmeyeceklerini, tekne yapım geleneğinin öleceğini vurguluyor. Kendisi aynı zamanda denizci de. İnşa ettiği bir tekne ile atalarının izinde Atlantik Okyanusunu aştığını bunun da gurur verici ve çok öğretici olduğunu anlatıyor.

3. Nesil genç adam ise daha çocukken babasına atelyede yardım ile mesleğe adım attığını ileride kendisinin de bir tekne ustası olmak istediğini ve inşa edeceği teknelerin Dünya Denizlerinde dolaşmasını hedefliyor.

Günümüzün “sistem” tarafından “zombileştirilen” insanının yanı başında halen, dimdik direnen bu insanlardan ders almalıyız. Çok beylik bir deyiş olsa da “ Geçmişini unutan milletlerin geleceği de olmaz”

Ne acıdır ki bu ülkede 40-50 yıl önce kullanılan tekneler bile unutuldu.