"Randa yelkenin markroni
yelkene göre kullanımı daha zordur... Sağanaklı havalarda..randanın kumandası çok
zordur. Ani sağanaklarda epey sıkıntı yaratır.
Alanya-İskenderun hattında randa yelkene uygun havalar varsada, Güney Marmarada ve Ege
de uygun ruzgar nadir bulunur...Markroni
yelken donanımlı slop,kotra vb tekneleri tek başına kullanmak kolay iken randa
yelken için bir yardımcı gerekir sanırım. Hele..hele randa yelkenin kavançasını
rüyamda bile görmek istemem.....
Bu nedenlerle olsa gerekir..Günümüzde randa
donanımlı tekneler pek tercih edilmemektedir..."
Yaşını başını almış, denizlerde dolaşan, tekne sahibi birinin ettiği laflar bunlar. Çok eminim belki çocukluk veya gençliğinde, ama belki, latin yelkenli tekne kullanmıştır. Ama eminim doğru donatılmış bir randa armalı tekne kullanmamış olduğu yukarıda yazdıkları ip uçlarını veriyor.
Öncelikle sağnaklı havalarda neden randa'nın kumandası zor? Sormak gerek. Ani sağnaklarda epey de sıkıntı yarattığını vurguluyor. Emin olun ki randa armanın markoniden daha fazla zorluğu yok. Hatta zaman zaman çok daha kolay ve dengeli.
Beyefendi markoni donanımlı sloop, kotra vb tekneleri tek başına kullanmak kolay iken randa yelken için bir yardımcı gerektiğini "sanıyor". Demek gerçekten hiç kullanmamış.
Hele hele randa yelkenin kavançasını rüyasında bile görmek istemiyor. O kadar bilgisi yok.
Bu, tam da, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak durumu. Veya sağdan soldan duydukları o da olmadı uzaktan bakarak gördükleri ile işin altından kalkamayacağını anlayıp dolaysız olarak konuyu- durumu- metayı "pislemek".
Ama hiç şaşırmıyorum.
Çok iyi yelkenci ve denizci olduklarını bildiğim, üstelik klasik tekne sahibi de olan kişiler bile sadece uzaktan gördükleri, asla kullanmadıkları randa arma konusuna "veba"lı gibi yaklaşıyor, heves edenleri de yollarından saptırıyorlar.
Yanımda her konu açıldığında, hele bir de çok bilmiş tavırlarla randa armayı yerin dibine sokmaya kalktıklarında ben de tırnaklarımı çıkarıp ne cehaletlerini bırakıyorum ne de denize ve denizciliğe saygısızlıklarını.
Bu randa armayı "pisleyenler" genellikle dünyaya "at gözlükleri" ile bakanlar. Ufuklarını bir türlü genişletemeyen fikir ve uygulama tembelleri. Örneğin randa armalı küçük ve orta boy teknelerde yelken vinçi olmamasını bir türlü anlayamıyorlar. Oysa basit makaralar ile palanga sistemleri hem işleyişi hem de işlevi kolaylaştırıyor. "Hazretler" için yelken vinçi olmayan bir tekne "olamaz!!!".
Yukarıya koyduğum son iki resim Trilye dönüşünde 28-30 knots rüzgarda seyir fotoğrafları.
Tayo-Mar tam 7 metre boyunda. Görüldüğü gibi ana yelkende bir camadan- Bocurum kapalı - Trenkete ve flok full.
Yine, Tayo-Mar 30-35 hava da gördü. Bana mısın demedi.
Derdim insanlara bulaşmak değil. Derdim, geçmişte kullanılan bizim de yelken tarihimizin bir bölümünü oluşturan klasik armaları unutturmamak ve gelecek nesillere aktarabilmek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder