22 Nisan 2016 Cuma

OKYANUSYA PİROGLARI: HAFİF, ESNEK VE YARATICI !


 AC72 ile  Okyanusya pirogları, birkaç bin yıllık tutkulu tarihin ortaya koyduğu yaratıcı formlar. Plans @ François Chevalie

Polinezya köklerinden Amerikan AC72’ye kadar katamaranların inanılmaz hikâyesi. Yumuşaklık ve hafiflikte mücevher olduğu kadar uzağa ve hızla gidiyor. 
François Chevalier

34.Coupe America'da yarışacak sert yelkenli (rigide voile) AC72 tam da “ Uçan nesneler” tanımlamasını içeriyor.  Bu tanımlama tam olarak yelkenle ilk dünya turunu tamamlayan Macellen ekibinde olan Pigafetta’nın ilk defa Pasifik kanolarını gördüğü anda 1521’deki aynısıdır.

34.Amerika Kupasındaki muhteşem kanatlı makinelere gelmeden önce Okyanusya çok gövdelileri ve kanolarına göz atmakta fayda var. Bunlar zaten “katamaran” – “ trimaran” ve praoslardır. Rüzgârın gözüne orsa çekmesini ve pupa rüzgârlı önünden kaçmayı bilen yelkenlilerdir. Tıpkı Pigafetta’nın söylediği gibi “uçan nesneler”dir.
Bu teknelerin gelişimini ve coğrafi dağılımını anlamak için Hint Okyanusundan (Madagaskar) Amerika kıtası sahillerine ve adalardaki yerleşim haritalarına bakmak gerekir.

Aşağıda görünen inanması güç göç hareketleri pek çok birbirini takip eden zamanlarda  ve 50.000 yıllık bir tarih döneminde vuku bulmuştur !!
Haritada 50 000 yıllık yelken ile göçlerin çok gövdeliler- trimaran, katamaran ve praoslar sayesinde gerçekleşen hareketlerini renkli oklarla görmek mümkündür.Carte@François Chevalier

Endonezya’nın, Yeni Gine’nin ve Avusturalya’nın ilk yerleşim dalgası son buzul çağında meydana gelmiştir. Sunda ve Sahul halkları denizlerin 150 metre çekilmesini fırsat bilerek günümüzden 50.000 ile 35.000 yıl önce doğu ve güneye ilerlediler. (haritada yeşil).

Sonra, İsa’dan önce 4.000 yılına doğru Taiwan denizinden gelen halklar ile kaynaştılar. İsa’dan önce 1600 de bu halk Marianne Adaları ve Marshall adalarının oluşturduğu Mikronezya’ya dağıldılar. Sonra Melanezya ve batı Polinezya’nın Fidji, Tonga ve Samoa adalarına İsa’dan önce 1 000 yıllarında uzandılar. (haritada mavi).

Polinezyalıların Tahiti ve Markizlere yeni bir göç hareketi için 5 yüzyıl daha beklemek gerekecekti. Bu adalar denizi İS 400 yıllarında Hawaii ve Paskalya Adalarına yeni bir göç dalgasına yol açacaklardı. Hint Okyanusuna göç Madagaskar ve yakın adalarına İS. 600 ve Yeni Zellanda’ya göç ise İS.700 yıllarında meydana gelecekti.  (haritada kavuniçi).

Bütün bu göç hareketleri çok gövdeli tekneler ile yapıldı. Ve Batılıların dünya seyahatlerinde kâşifler Pasifiklerde rastladıkları çok hızlı tekneler tarafından çok etkilendiler.
Pigafetta Larron Adalarında gördüğü kanoları ayrıntılı tarifini yapmamış olsaydı, 1588 de Thomas Cavendish sayılarından etkilenecekti.  1616 da, Jacob Le Maire Tonga adalarında gördüğü katamaranları oldukça pitoresk bir tarzda illüstre edecek, sonra Dampier 1686 da hızlarını ölçecek ve “ Bu kanolar dünyanın en hızlı tekneleri, uzun mesafeler boyunca ortalama 18mil hızı yakalıyorlar” diye yazacaktı.
1741 tarihli Brett tarafından çizilen Larrons (veya Mariannes) adaları Praosu. Çizim bilimsel olmaya çaba göstermiş ama çok hatalı. Aşağıdaki gerçek planla karşılaştırmak gerek.  !Plan @ François Chevalier

Öte yandan William Funnell 1705de Pasifik adalarında karşılaştığı tekneyi biraz fazla fantezi de katarak  “uçan prao” olarak resmeder, Woodes Rogers altı yıl sonra bir örnek getirerek Londra’da Saint James Parkında sergiler. Anson’un 1742de yaptığı Dünya seyahatinde .” Larrons Adaları hafif teknesi” olarak Brett tarafından bilimsel ilk rölöve çalışması ne yazık ki hatalar ile doludur  (yukarıdaki Rasim). Bir Batılı için hafif inşa tekniklerini, eğik direklerini ve çalışmasını anlamak gerçekten de zordur. Konunun geniş çerçevede bütününe erişebilmek için 1839da Amiral Paris’in, 1936 da James Hornell’in ve 1959 ve 1976 da yayımlanan Jean Neyret’in çalışmalarını beklemek gerekti.


Okyanusya’nın altı değişik pirogundan yola çıkarak farklılıkları, zenginlikleri ve bu denizler halkların yaratıcılıklarını inceleyeceğiz.

1. Mariannes Adaları  Prao’su 
Larrons Adaları (veya Mariannes adaları ) Prao’su. Diğer ayrıntılar dışında ilk çizimlerdekinin aksine eğik direğe ve orsa seyirde müthiş performans sağlayan  disimetrik  teknelere dikkat edin. Plan @ François Chevalier

Öncelikle, Pasifik kâşiflerinin Yeni Gine’nin 1.000 mil kuzeyinde rastladıkları Larrons piroglarını ele alalım.

Brett’in rölövesini çıkarttığı örnek on iki metre cıvarı boyda ana teknesi ağaç tomruğundan oyularak meydana getirilmiş, iki simetrik dikişlenmiş yan panosu (borda)  ve yine dikilmiş bodoslamalarını görüyoruz. Direk, yan taraftaki yüzdürücü tekneye bağlanmış bir ip ve yine rüzgar altında direği destekleyen aynı noktada bir payanda ile güçlendirilmiş. Kontra değişimlerinde kısa direği hareket ettirerek önden arkaya yer değiştiriyor, kontrada bulunan bodoslamaya yerleştirilen kısa kürek dümen oluyor. Kabuk üst üste konulan levhalarla meydana getiriliyordu; Kollar üzerinde bir platform yerleştiriliyor ve bir tane de boyuna ağaç konarak yelken teknesi tamamlanıyordu.  Rüzgar üzerine çıkmakta büyük kolaylık sağlayan simetrik olmayan yüzdürücülere dikkat ediniz.; Yüzdürücü her kol içine çakılmış ve çapraz iplerle sağlamlaştırılmış şekilde bağlanıyordu. Amiral Anson bu pirogların “bilinen bütün teknelerden daha fazla orsaya girebildiklerini “ belirtiyor ki 3.000 yılı aşkın yelken tekneleri için söylenen bir gözlem. 
2 & 3. Bismark Arşipeli  Praos’u.
Bismark Arşipeli  Praosu. Sert yelkenlerin atası yapraklardan dokunmuş iki yelken ile yürüyor. !Plan @ François Chevalier

Burada resimlenen iki büyük prao Bismark Arşipeli ve  Luisiade’larda görünen bu yelken teknelerindeki arma çeşitliliği  bize Endonezya etkisini gösteriyor ki Java Adasında bulunan çok eski heykellerde de görüyoruz. Sert yelkenlerin bulunuşu konusunda polemiğe girmeden, bu teknelerin yelkenleri yapraklardan dokunarak yapılıyordu. Dolayısı ile sert yapıdalar. Yelkenlerin tamamı, daha iyi trim elde edebilmek için direk tepesindeki serbest bağlantı noktasında her yöne hareket ediyor. 
Louisiades’ ”Lia-No” Prao’su, yarım daire bir karina ve düşük bir ıslak alan ve muhteşem bir eliptik donanım Plan @ François Chevalier

Genelde 10-15 metre boyunda, özel olarak seremonilerde kullanılmak üzere 18- 25 metre boylarında oluyorlar. Burada da yine direğin payandalandığını ve rüzgâr üstünde çarmıhlandığını görüyoruz. “Lia-No” gövde planında dalga serpintilerinden koruyucu bindirme borda kaplamasını ve ıslak alanı asgariye düşüren yarım yuvarlak karina yapısına dikkat ediyoruz. 

4.   Fidji Katamaranı
Fidji katamaranı. İki eş kanonun birleşmesinden oluşuyor. Gerektiğinde ayrılıp her birine yüzdürücü tekne eklenebiliyor..Plan @ François Chevalier

Fidji’nin yerleşimi Yeni Gine’nin doğuya doğru uzantılarının yerleşiminden sonrasında oldu. Burada resmedilen kano iki eş teknenin birleşimi ile oluşuyor. Demonte edildiğinde denge tekneleri eklenerek bağımsız iki yapı elde ediliyor. Her tekne kabuğu boyu 12 ila 24 metre olacak bir veya birden fazla tomruk oyularak ve gerekli giydirme elemanlarının oyulan tomruğa dikilmesi ile yapılıyor.
Günümüz çok gövdeli teknelerindeki gibi bodoslama dik açılı. Büyük boy katamaranlarda iki tekne arasındaki açıklık bir güverte ile kaplanıyordu. Katamaran her bir teknede bulunan birer dümenle idare ediliyor. Üçgen yelken rüzgâr altı tekneye monte ediliyor diğeri dengeleyici. Kontra değişiminde yelken yukarıdaki serene toplanıyor, direk hafifçe yukarı kaldırıldığında yelken diğer kontraya geçiyor.

5. Tonga Katamaranı
Tonga katamaranları Boyuna göre 150 yolcu alabiliyordu. !Plan @ François Chevalier

Tonga katamaranı ilk kâşifler tarafından bolca resmedildi, özellikle SchoutenTasman  ve Cook. Lescallier “Gemilerin pratik arma incelemesi”nde pek çok ayrıntıyı kaçırmış olsa da plan rölövelerini çıkarttı.
15 ila 25 metre boyunda olan büyük tekneler 150 kişiye kadar insan taşıyabiliyor ve hizmet teknesi olarak da kullandıkları küçük bir kanoyu yükleyebiliyordu. Mikronezya ve Milanezya’ya gittiklerini biliyoruz. Platform kirişler üzerine bazı destekler ile oturuyordu. Set denizlerde ve hızla yol alan katamaranda sintinede su eksik olmuyor ve iki kaporta kapağından karinaya inerek su boşaltılıyordu.
Genel olarak güvertede yarım yuvarlak damlı bir kulübe ve direk dibinde mutfak için kapalı bir bölüm oluyordu. Oldukça kısa direk, cundasında bir çatalla donatılmış, günümüzde 60Ft IMOCA yelken direkli teknemizi hatırlatırcasına 2 dış çarmıhla ayakta duruyordu. Kısa ayak seyirlerde Latin yelkende “kötü kontra”da olduğu gibi yelken gelip direğe dayanıyordu. Ama uzun ayak seyirde direk dikey yönde hareken ederek yelken rüzgâr altına alınabiliyordu. Dümen orak kullanılan iki kürek her zaman rüzgâr altında iş görüyordu.

6.  Zanzibar TRİMARANI
Zanzibar trimaranı günümüzde de kullanılıyor ve hizmet veriyor. Yüzdürücülerin dışa eğimli olduklarına dikkat edin. Plan @ François Chevalier

Nihayet, antik teknelerimizin sonuncusu  Afrika kıyılarında, Komor ve Madagaskar’da kullanılan trimaran. Resimde görülen XX.yy’ın başında Zanzibar’da rölövesi çıkartılmış olan.  Yelkenin serbest alt yakası  arap çağrışımı yapsa da yelken  arması Endonezya çıkışlı.
Bu pirogda iki  düztabanlı yüzdürücünün dışa eğimli olması kayak ve sert yelkeni çağrıştırıyor! Yelken ana teknenin omurga hattında kısa bir direk üzerine basılıyor ve kontra değişiminde karulası diğer kontraya alınıyor. 7 ile 9 metre boyundaki bu tekneler bizim modern çok gövdelilere hız konusunda taş çıkartabilirler. !!!

Avrupalı ilk kâşiflerin adlandırdığı gibi bütün bu  “hafif tekneler”  gerek yol alırken ve gerekse av sırasında ciddi miktarda su yapıyorlardı. Tekne üzerinde bulunanlardan bir kısmı suyu boşaltmakla görevliydi.  Hızın bedeli de buydu!

Tercüme :  M.Cem GÜR
20 Nisan 2016

1 yorum: