Doğu Akdeniz geleneksel balıkçı teknesi Tirandil ( Yunanca Trexantiri = Koşucu) formu üç yüz yıl boyunca hemen hemen hiç değişmeden kalabilmiştir. Tirandiller tümü ile nesilden nesile aktarılan birikim ile inşa edilmiş teknelerdir. 4 metre ile 25 metre arasında değişen farklı amaçlar için kullanılan bu kayıklar hiçbir alabora kaydına sahip olmayan etkileyici bir tarihe sahiptir. Araştırmacılar tekneyi istikrar, direnç ve denizcilik alanlarında incelerler.
12 Ağustos 2015 Çarşamba
SAMOS (SİSAM) TERSANELERİ
Samoslular tekne yapım sanatı konusunda ünlüydüler. Samos’un Pythagorion, Kokkari, Karlovasi, Marathokambos koyu, Aziz İzidoros ve adanın diğer yerlerinde kayıkların, yelkenli teknelerin yapıldığı tersaneler vardı.
19.yy’da Samos tersaneleri Ege denizinin zor meteorolojik şartlarına kafa tutan sağlam tekneler yapmakla ünlüydüler. En önemli avantajları Samos’un çamı bol reçineli olduğundan kolay işleniyordu.
Samosluların uzun tekne yapım geleneği 18.yüzyılda ünlü askeri ve ticari “birem” inşasına dayanıyordu ve bu gelenek Ege denizinde bir yüzyıl devam etti. Tekne yapım geleneği buharlı gemilerin şafağına kadar sürdü. Tersanelerdeki Tekne yapımı Samosluların üzüm, şarap, tütün ve deri ticaretinde kullanılarak adanın tüm ekonomik faaliyetine yardımcı oldu.
Günümüzde Samos tersaneleri eskide kaldılar. Ege Denizinde sadece iki tanesi, biri Karlovasi limanında ve en bilineni Aziz İsidoros koyunda faaliyetteler. İsidoros Koyunda pek çok küçük tekne imalatçı ve tamircisi işletme bağımsız olarak çalışıyor.
Bugün bütün Psilopatis yöresinde ünlü yaşlı bir tersane balıkçı tırandilleri inşa ederek yaşayamaya çalışıyor. “Dayanmalıyız” diyor tersane sahibi. Geleneksel sanatın canlanması için son ahşap kabuklar Aziz İsidoros plajında umarsızca suya indirilmeyi bekliyor
Geleneksel tersanelerin sanatı
Bir tersane kendine özgü kodlamaları ve dili olan mekânlardı. 60lı yıllarda Samos’un ekonomik yaşamında önemli bir yere sahiptiler.
Büyük bir sorumluluk ile özdeşleşen tersanelerde çalışan kendi kendini eğitmiş zanaatkarlar inşa ettikleri teknelerin deniz tarafından sınanacağını bilerek çokça bâtıl inanca sahiptiler .
Tekne omurgası kurulurken gölgede çalışmak uğursuzluk kabul edilir ille de yüzü güneşe dönük çalışırlardı.
Tersanede çalışma zor ve ağır şartlarda el işçiliği ile yapılırdı. Büyük sayılabilecek tersanelerde pek çok meslek erbabı da vardı. Oduncular, eşek ile yük taşıyanlar, armatörler, kaptanlar, balıkçılar, kayıkçılar, kalfalar (Kalfas)ve tüccarlar.
Tekneler genel olarak inşaatına başlayan iki usta ve iki gemici tarafından bitirilirdi.
Samos tersaneleri karavaskaralar, varkalades ve trol tekneleri yanı sıra çokça tırandil üretirlerdi. Büyük savaştan sonraki on yılda büyük tonajlı ahşap tekne yapımı azalmaya başladı. 1960 lı yıllarda tersaneler balıkçı tırandilleri, şalopalar ve teknelere servis botları yaparak yaşıyorlardı. Ahşap tekne tersanelerinin zaferi 1970li yıllara kadar sürdü.
Bitmiş bir teknenin denize atılması tersane için gerçek bir kutlamaydı. “Gktimata” denen suya indirme seremonisi ilahilerle ve teknenin kutsanması ile başlar müzik ve danslar ile devam ederdi. Tersane sahibi “Laçka”- “Vira” – “Neta”ve “Aganta” komutlarını verir, “Yisa” ve “Karga” nihayet “dose dano” ve “mayna” – “varda” ile devam ederdi. Son komutu ise “fora volta” sedalanırdı.
Halatlar bırakılır ve tekne sefere hazır olarak suya inmiş olurdu.
Suya inen tekne feleklerinden garip bir çatırdı geldiğinde denizciler teknenin, tersane sahibine, görevlerini tamamlamak için ses verdiğine inanırlardı.
Samos’un her biri kendine özgü zanaatkârlarının sayısız tersanesinden sayısız tekne denize kavuştu. Lütuf, tutku ve sanatsal duyarlılık vardı. Yapımcısı her ne kadar eğitim almamış olsa da onun hassas yaratıcılığını taşıyordu. [Mixanitouxronou.gr]
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder