17 Nisan 2015 Cuma

BUGÜN 17 NİSAN ......



Cevat Şakir Kabaağaçlı Halikarnas Balıkçısı

17 Nisan 1886 tarihinde, Osmanlı'nın son köklü ailelerinden Şakir Paşa Ailesine mensup babası yüksek komiser olarak görev yaptığı Girit'te doğdu.

BALIKÇI'NIN KENDİ AĞZINDAN ÖZGEÇMİŞİ..

“1890 yılında girit’te doğdum. babam, Türkiye’nin Atina sefiri oldu… üç dört yaşındayken, küçük kardeşimle kayıkta oynarken. kayıkçı deniz aynasını denize tuttu. denizaltı alemini görünce, tokat yemiş gibi sarsıldım.
Yazı öğrenmeden önce, sabahtan akşama kadar resim yapardım. Altı yaşında oradaki mahalle mektebinde okuma yazma öğrendim. 10 yaşında bir misyoner kuruluşu olan Robert kolej’ e gönderildim. sabah, öğlen, akşam ve yatmadan önce dua ediyorduk.ve ben çok sıkılıyordum…. Kütüphanelerde, içleri hayat dolu kitaplar vardı. Dua kiaplarını sevmediğim ve okumadığım için o kitaplar bana yasak edildi. Elektrik feneri icat edilmişti. gece yorganla battaniyeyi çadır yapar elektrik feneriyle, arkadaşlarıma aldırdığım kitapları okurdum.

Oxford’a gönderdiler. İsteksiz gittim. En kolay konuyu seçtim, üç dört yıl öğrendim. Üç dört yılda öğrendiğimi unutmak için sarf ettim…
İlk dünya savaşında babamla yaşadığım o fatal gece sonrasında yedi yıl ceza evinde yattım…

Savaş sonrası asker kaçaklarının kendileri gelip teslim oldukları halde yargılanmadan asıldıklarını yazdım. Ankara İstiklal Mahkemesi’nde, Bodrum’da üç yıl kalebentliğe mahkûm ettiler.

Mektep hayatımın bende bıraktığı intiba şöyleydi. İstiklal Mahkemesi’nde mevkuf iken, bir gece rüyamda çocukluğumu, hala kolejde olduğumu görmüştüm. Uyanınca hapishanede olduğumu ve kolejde olmadığımı gördüm ve çıldırasıya sevindim. Bu hürriyetti bre!

Bodrum’a vardığım zaman 34 yaşındaydım. Bodrum’a kalebent olarak gelmiştim… ama kalenin ne benti ne de surları vardı.kale haraptı…bu durumda ya hapis edilecektim yada geldiğim şehre geri gönderilip orada hapis edilecektim…savcı, iyi birine benziyorsun şehrin içinde serbestsin, denize açılma cezanı doldur sonrada geldiğin yere dönersin dedi…
Savcı denize açılma dediği halde bir gün denize çıktım, Bodrumda da, üç dört yaşındayken kayıkçının deniz aynasında gördüğümü ve kaybettiğimi buldum orada kaldım..
Otuz küsur kitap yazdım, çiçek, ağaç ve yemiş yetiştirdim. Gece rüyamda kendimi savaşan bir general gibi görüyordum. Arkamda, yüz binlerce portakal ve grapa fruit ağaçları kökleri üzerine kalkmışlar, ilerliyoruz ve düşmanımız ölüme karşı vitamin ve ışık bombaları portakalları, greyfurtları, çiçekleri atıyoruz.

Sonrası Halikarnas balıkçı’ sı. İşte o kadar! “








Babam, Müntekim Öknmen'in arkadaşı idi. Çocukluğumda o zamanlar kızkardeşi Melek Hanım ile oturduğu Levent'deki Emlak Bankası apartmanına ziyarete giderdik. Sonra Bodrum'da kendine bir ev yaptırıp taşındı.  Mavi Yolculuk grubuna katıldı.  Evi de Artemis Pansiyona gelmeden dar sokağın sağında yükselen beyaz evdi.






Halikarnas Balıkçısını ilk gençliğimde okumaya başladım.
İlk Bordum'a gidişim 1973 yılıydı.
Balıkçı, Dünya, insanlar, doğa asıl önemlisi yaşadığımız topraklar, denizlerin tarihi bu güne uzantıları konusunda hep beni eğitti.

Ruhu şâd olsun.









Klâsik kültür olmadan çağdaş kültüre uzanmak isteyen toplumlar ‘az gelişmişlik çemberini’ asla kıramazlar. Belki genişlerler ama bunun adına şişmanlık denir, akıl devri denmez”.
“Çağdaş olmak istiyorsanız, klâsik akıl devriminizi tamamlamak zorundasınız. Klâsik kültürün temeli de Anadolu’da atılmıştır. Bilim, felsefe, kültür, şiir, aritmetik, trigonometri, astronomi gibi akılı akıl yapan ne varsa bu bilgi enerjilerinin hepsi Anadolu’nun yediveren toprağının içinden fışkırmıştır. Öyle ise ayağınızı toprağınıza sağlam basın. Anadolu’ya sahip çıkın. Orta Asya’dan gelmiş olmanın gerçeğiyle Anadolu’yla kaynaşmış olmanın şansını bir hümanizmde birleştirin”.

Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı








Belki de denize, İyonya'ya, tırandillere, piyadelere umarsızca sevdalanmamın iki sorumlusundan biri Cevat Şakir ise diğeri babamdır.






ANADOLU'NUN AVUKATI CEVAT ŞAKİR KABAAĞAÇLI
https://www.youtube.com/watch?v=1nql0ojHUDY



1 yorum: