Cevat Şakir Kabaağaçlı Halikarnas Balıkçısı
17 Nisan 1886 tarihinde, Osmanlı'nın son köklü ailelerinden
Şakir Paşa Ailesine mensup babası yüksek komiser olarak görev yaptığı Girit'te
doğdu.
BALIKÇI'NIN KENDİ AĞZINDAN ÖZGEÇMİŞİ..
“1890 yılında girit’te doğdum. babam, Türkiye’nin Atina
sefiri oldu… üç dört yaşındayken, küçük kardeşimle kayıkta oynarken. kayıkçı
deniz aynasını denize tuttu. denizaltı alemini görünce, tokat yemiş gibi
sarsıldım.
Yazı öğrenmeden önce, sabahtan akşama kadar resim yapardım. Altı
yaşında oradaki mahalle mektebinde okuma yazma öğrendim. 10 yaşında bir
misyoner kuruluşu olan Robert kolej’ e gönderildim. sabah, öğlen, akşam ve
yatmadan önce dua ediyorduk.ve ben çok sıkılıyordum…. Kütüphanelerde, içleri
hayat dolu kitaplar vardı. Dua kiaplarını sevmediğim ve okumadığım için o
kitaplar bana yasak edildi. Elektrik feneri icat edilmişti. gece yorganla
battaniyeyi çadır yapar elektrik feneriyle, arkadaşlarıma aldırdığım kitapları
okurdum.
Oxford’a gönderdiler. İsteksiz gittim. En kolay konuyu
seçtim, üç dört yıl öğrendim. Üç dört yılda öğrendiğimi unutmak için sarf ettim…
İlk dünya savaşında babamla yaşadığım o fatal gece
sonrasında yedi yıl ceza evinde yattım…
Savaş sonrası asker kaçaklarının kendileri gelip teslim
oldukları halde yargılanmadan asıldıklarını yazdım. Ankara İstiklal Mahkemesi’nde,
Bodrum’da üç yıl kalebentliğe mahkûm ettiler.
Mektep hayatımın bende bıraktığı intiba şöyleydi. İstiklal Mahkemesi’nde
mevkuf iken, bir gece rüyamda çocukluğumu, hala kolejde olduğumu görmüştüm. Uyanınca
hapishanede olduğumu ve kolejde olmadığımı gördüm ve çıldırasıya sevindim. Bu
hürriyetti bre!
Bodrum’a vardığım zaman 34 yaşındaydım. Bodrum’a kalebent
olarak gelmiştim… ama kalenin ne benti ne de surları vardı.kale haraptı…bu
durumda ya hapis edilecektim yada geldiğim şehre geri gönderilip orada hapis
edilecektim…savcı, iyi birine benziyorsun şehrin içinde serbestsin, denize
açılma cezanı doldur sonrada geldiğin yere dönersin dedi…
Savcı denize açılma dediği halde bir gün denize çıktım,
Bodrumda da, üç dört yaşındayken kayıkçının deniz aynasında gördüğümü ve
kaybettiğimi buldum orada kaldım..
Otuz küsur kitap yazdım, çiçek, ağaç ve yemiş yetiştirdim. Gece
rüyamda kendimi savaşan bir general gibi görüyordum. Arkamda, yüz binlerce
portakal ve grapa fruit ağaçları kökleri üzerine kalkmışlar, ilerliyoruz ve
düşmanımız ölüme karşı vitamin ve ışık bombaları portakalları, greyfurtları,
çiçekleri atıyoruz.
Sonrası Halikarnas balıkçı’ sı. İşte o kadar! “
Babam, Müntekim Öknmen'in arkadaşı idi. Çocukluğumda o zamanlar kızkardeşi Melek Hanım ile oturduğu Levent'deki Emlak Bankası apartmanına ziyarete giderdik. Sonra Bodrum'da kendine bir ev yaptırıp taşındı. Mavi Yolculuk grubuna katıldı. Evi de Artemis Pansiyona gelmeden dar sokağın sağında yükselen beyaz evdi.
Halikarnas Balıkçısını ilk gençliğimde okumaya başladım.
İlk Bordum'a gidişim 1973 yılıydı.
Balıkçı, Dünya, insanlar, doğa asıl önemlisi yaşadığımız topraklar, denizlerin tarihi bu güne uzantıları konusunda hep beni eğitti.
Ruhu şâd olsun.
“Klâsik kültür olmadan çağdaş kültüre uzanmak isteyen
toplumlar ‘az gelişmişlik çemberini’ asla kıramazlar. Belki genişlerler ama
bunun adına şişmanlık denir, akıl devri denmez”.
“Çağdaş olmak istiyorsanız, klâsik akıl devriminizi
tamamlamak zorundasınız. Klâsik kültürün temeli de Anadolu’da atılmıştır.
Bilim, felsefe, kültür, şiir, aritmetik, trigonometri, astronomi gibi akılı
akıl yapan ne varsa bu bilgi enerjilerinin hepsi Anadolu’nun yediveren
toprağının içinden fışkırmıştır. Öyle ise ayağınızı toprağınıza sağlam basın.
Anadolu’ya sahip çıkın. Orta Asya’dan gelmiş olmanın gerçeğiyle Anadolu’yla
kaynaşmış olmanın şansını bir hümanizmde birleştirin”.
Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı
Belki de denize, İyonya'ya, tırandillere, piyadelere umarsızca
sevdalanmamın iki sorumlusundan biri Cevat Şakir ise diğeri babamdır.
ANADOLU'NUN AVUKATI CEVAT ŞAKİR KABAAĞAÇLI
https://www.youtube.com/watch?v=1nql0ojHUDY
Çok teşekkürler güzel bir paylaşım...
YanıtlaSil